Sezai Karakoç Kimdir? Hayatı ve En Önemli Eserleri

Sezai Karakoç Kimdir? Hayatı ve En Önemli Eserleri

  • 12.04.2023

Türk yazın dünyasında önemli bir yere sahip olan Sezai Karakoç, sanat ve fikir dolu güçlü şiirleri ile kendi düşüncesine karşı olan gruplara dahi sanatını kabul ettirmeyi başaran bir şairdir. Aynı zamanda siyasetle ilgili olan şairin 88 yaşında hayatını kaybetmesinin ardından en çok araştırılan konu Sezai Karakoç hayatı olmuştur.

Yaşamı boyunca birçok sanatseverin takdirini kazanmış ve pek çok ödüle layık görülmüş olan Karakoç, yeni bir ekol oluşturmuştur. Eserlerinde Rönesans anlamında kullandığı diriliş fikrini temel almıştır. Aynı zamanda Türk şiirini metafizik bir boyuta taşımıştır. Şiir dışında birçok farklı türde eser ortaya koyan şair kitaplarını kendi yayınevinde yayımlanmıştır. Sezai Karakoç hakkında bilgi sahibi olmak için detaylara göz atabilirsiniz.

Sezai Karakoç Kimdir?

Sezai Karakoç Kimdir?

1933 yılında Diyarbakır Ergani’de dünyaya gelen Sezai Karakoç, eğitim hayatına yine aynı ilçede başlamıştır. İlkokulu doğduğu yerde tamamlayan şair, ortaokul ve lise dönemini yatılı okulda geçirmiştir. Felsefe okuma hayaline sahip olan Karakoç, Gaziantep’te sürdürdüğü lise eğitimini tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mali şubeyi kazanmış ve 1955 yılında üniversiteden mezun olmuştur.  Üniversite mezuniyetinin hemen arkasından mecburi hizmetini yerine getirmek amacı ile Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi Bölümünde görev başı yapmıştır.

Sezai Karakoç işe başladıktan sonra maliye müfettişliği sınavına girmiş ve sınavda başarılı olarak müfettiş yardımcısı görevini icra etmeye hak kazanmıştır. Bu görevinden üç yıl sonra 1959 yılında İstanbul Gelirler Kontrolörü olarak görevine devam etmiştir. Bir dönem Ankara Yeğenbey Vergi Dairesi’nde görev alan Karakoç, kısa bir süre sonra İstanbul’a geri dönüş yapmıştır.

Gelirler Kontrolörü olarak görev yaptığı dönemde Anadolu’nun dört bir yanını gezme imkanına sahip olan şair, bu süreçte edindiği gözlemleri şiirlerine yansıtmıştır. Karakoç, 1973 yılından sonra resmi hiçbir görevde bulunmayarak siyasi hayata giriş yapmıştır. Şairin Diriliş Yayınları ve Diriliş Dergisini kurarak başladığı siyasi hayatı 1990 yılında genel başkanlığını yaptığı Diriliş Partisini kurmasıyla devam etmiştir. Ancak parti iki defa üst üste seçimlere girmediği için 1977 yılında kapatılmıştır. Bunun üzerine de 2007 yılında Yüce Diriliş Partisi’ni kurarak siyasi hayatını sürdürmüştür.

Sezai Karakoç Hangi Akımdan Etkilenmiştir?

Sezai Karakoç Hangi Akımdan Etkilenmiştir?

İkinci Yeni akım temsilcilerinden Sezai Karakoç, kendine özgü imgeleri mistik içeriklerle zenginleştirerek edebi kişiliğini şekillendirmiştir. İkinci Yeniciler arasında yer alan şair kapalı anlatımlarıyla tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Fizik ötesi kaygılarını dine ve inanca dayandırarak üstesinden gelmiştir.

Mistisizm akımından etkilenmiş olan Karakoç’un şiirlerinde büyük bir bilgi birikiminin yansımaları görülür. Modern Fransız şiirlerinin yanı sıra dinsel kaynaklardan yararlanan şair kutsal kitaplarda yer alan kıssaları çağdaş bir dille şiirlerine aktarmıştır. Ayrıca şiirlerinin pek çoğunda kadın ve ölüm temalarına yer verildiği göze çarpar.

İlk şiirlerinde heceyi kullanmış olan Karakoç, bugüne yalnızca şiir değil nesir türünde kaleme aldığı eserler de bırakmıştır. Modern şiirin gerçeküstülüğünü İslami düşünceyle kaynaştıran ve ilerleyen dönemlerde serbest şiire yönelen Sezai Karakoç’un geniş kitleler tarafından tanınmasını sağlayan Mona Roza adlı şiiri olmuştur.  Bununla birlikte 2007 yılında kendisine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kültür ve Sanat Büyük Ödülü takdim edilmiştir.

Sezai Karakoç En Önemli Eserleri

Sezai Karakoç En Önemli Eserleri

“Sezai Karakoç hangi dönem şairidir?” sorusu en çok merak edilen konular arasında yer alır. Cumhuriyet dönemindeki edebiyat çevresinde kendine yer edinen şair şiirin yanı sıra çeviri, düşünce yazısı, tiyatro, hikâye, deneme, röportaj ve inceleme gibi türlerde 50’den fazla eser ortaya koymuştur. 1951 yılında ilk şiiri Hisar dergisinde çıkan Sezai Karakoç, üniversite dönemlerinde Şiir Sanatı dergisini çıkarmıştır. Ün kazanması ise Şiir Sanatı, Mülkiye, 20. Asır, Yenilik ve İstanbul dergilerinde yer alan şiirleri sayesinde olmuştur. Başlangıçta İkinci Yeni akımı doğrultusunda şiirler yazan şair daha sonra tamamen kendine özgü şiirlerine yönelmiştir. Sezai Karakoç’un eserleri şu şekilde sıralanabilir:

Denemeler

  • Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir
  • Dişimizin Zarı

Günlük Yazılar

  • Gür
  • Farklar
  • Gün Saati
  • Sütun
  • Sur

İncelemeler

  • Yunus Emre
  • Yazılar
  • Edebiyat Yazıları 1
  • Mehmet Akif
  • Edebiyat Yazıları 2
  • İslam’ın Dirilişi
  • İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü
  • Mağara ve Işık

Röportaj

  • Tarihin Yol Ağzında

Düşünce Yazıları

  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 1-2-3
  • Kıyamet Aşısı
  • Diriliş Muştusu
  • Ruhun Dirilişi
  • Gündönümü
  • Çağ ve İlham 1-2-3-4
  • Dirilişin Çevresinde
  • Yitik Cennet
  • Çıkış Yolu 1-2-3
  • İnsanlığın Dirilişi
  • Varolma Savaşı
  • Diriliş Neslinin Amentüsü
  • Çağdaş Batı Düşüncesinden
  • Makamda
  • Samanyolunda Ziyafet
  • İslam 1-2
  • Unutuş ve Hatırlayış
  • Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 1-2

Şiirler

  • Gün Doğmadan
  • Taha’nın Kitabı-Gül Muştusu
  • İslam’ın Şiir Anıtlarından
  • Hızırla Kırk Saat
  • Karayılan
  • Körfez- Şahdamar- Sesler
  • Mona Rosa/ Ölüm ve Çerçeveler Ayinler- Çeşmeler
  • Mona Rosa/ Pişmanlık ve Çileler
  • Zamana Adanmış Sözler
  • Mona Rosa/ Aşk ve Çileler
  • Ateş Dansı
  • Batı Şiirlerinden
  • Leyla ile Mecnun

Sezai Karakoç tüm eserleri arasından en çok Mona Roza isimli şiiriyle adından söz ettirmiştir. 1952 yılında kaleme alınan bu eser şairin aşkını anlatan ve edebi kalitesiyle öne çıkan bir şiirdir. Hatta bu aşk üzerine anlatılagelen Cemal Süreya Sezai Karakoç hikayesi bulunur.  Şiirin her bir kıtasının ilk mısrasındaki harflere dikkat edildiğinde bir akrostiş olduğu göze çarpar. Bir rivayete göre Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversite döneminde bu akrostişte adı geçen Muazzez Akkaya isimli kadına aşık olmuştur. Birbirlerine aşklarını anlatan iki şair arasında bu durum zamanla bir çekişmeye dönüşmüştür. Her ikisi de kadına karşı olan duygularını dile getirmek ve kaybedenin soyadında kalıcı bir değişiklik yapılması noktasında anlaşmaya varmıştır. Söylenenlere göre iddiayı kaybeden taraf Cemal Süreya olmuştur. Bunun üzerinde şairin Süreyya olan soyadı Süreya olarak değişmiştir. Bu hikayede anlatılan olayın gerçekliğiyle ilgili net bir bilgi olduğu söylenemez. Şairin ölümünden sonra Muazzez Akkaya kendisiyle yapılan röportajda cebinde her gün şiirler bulduğunu ancak bu şiirlerin hangisine ait olduğunu bilmediğini dile getirmiştir.

En iyi Sezai Karakoç şiirleri denilince akla ilk gelen bu eser 50 yıl boyunca kitap haline gelmemiştir. Buna rağmen fotokopiyle çoğaltılan şiir yüzbinlerce insana ulaşarak herkesi etkisi altına almayı başarmıştır.  

Benzer İçerikler