Sözcük Türleri Konu Anlatımı

Sözcük Türleri Konu Anlatımı

  • 16.09.2024

Türkçede dilin zenginliğini ve anlatım gücünü artıran temel öğelerden biri sözcük türleridir. Sözcük türleri, dilin doğru ve etkili kullanımını sağlar. YKS’ye hazırlanan öğrencilere yönelik bu konu anlatımında sözcük türlerinin detaylı açıklamalarını ve örneklerini bulabilirsiniz. Sözcük türleri konusunda bilgi sahibi olmak, dil becerilerinizi geliştirmek ve anlatımınızı güçlendirmek için oldukça önemlidir.

İsimler (Adlar)

İsimler; varlıkları, nesneleri, kişileri, yerleri ve kavramları ifade eden sözcük türleridir. İsimler cümlede özne, nesne veya yüklem olarak kullanılabilir. İsimler, türlerine göre çeşitli alt başlıklara ayrılır.

 

Özel İsimler

 

Sözcük türlerinden olan özel isimler, belirli bir varlığı tanımlayan isimlerdir ve tek bir varlığa özgüdür. Örneğin; "Mustafa Kemal Atatürk", "Ankara", "Türk Tarih Kurumu" özel isimlere örnektir.

 

  • Kişi Adları: Aslı, Ahmet, Zeynep
  • Hayvan Adları: Pamuk, Karabaş, Coco, Maviş, Minnoş
  • Yer Adları: Karadeniz, Muğla, Gaziantep, İstanbul, Ege Denizi
  • Dil ve Din Adları: Türkçe, Müslümanlık, İngilizce, Hristiyanlık
  • Ulus Adları: Türkler, Araplar, İngilizler, Almanlar, Japonlar
  • Ülke Adları: Türkiye, Almanya, İngiltere, Japonya, Kanada
  • Kitap, Dergi, Gazete Adları: Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Türk Dili Dergisi, Cumhuriyet Gazetesi, Zaman Gazetesi
  • Cadde, Sokak, Apartman Adları: Atatürk Bulvarı, Koza Sokak, Sevgi Apartmanı, Gül Sokak, Çiçek Apartmanı
  • Kurum, Dernek, Okul vb. Adları: Türk Dil Kurumu, Kızılay, Atatürk Lisesi, İstanbul Üniversitesi, Yeşilay
  • Coğrafya ile İlgili Gezegen, Kıta, Bölge, Ova, Dağ, Deniz, Göl, Nehir Adları: Mars, Avrupa, Anadolu, Gediz Ovası, Ağrı Dağı, Van Gölü, Kızılırmak, Nil Nehri

 

Cins (Tür) İsimler

 

Cins isimler ise aynı türden varlıkları tanımlayan genel isimlerdir. Örneğin:

 

  • Hayvan, Bitki Adları: kedi, köpek, elma, ağaç, lale, inek
  • Araç Adları: çekiç, iğne, tarak, araba, bilgisayar, telefon
  • Akrabalık Adları: anne, baba, dayı, teyze, amca, hala
  • Organ Adları: baş, gövde, kalp, ayak, el, göz
  • Giyecek, Yiyecek, İçecek Adları: gömlek, armut, zeytin, su, kahve, çorap
  • Renk Adları: siyah, mor, mavi, pembe, yeşil, beyaz

 

Somut İsimler ve Soyut İsimler

 

Sözcük türlerinden somut isimler, beş duyu organı ile algılanabilen varlıkları ifade eden isimlerdir. Örneğin; "ses", "ışık", "koku", "su" gibi. Soyut isimler ise beş duyu ile algılanamayan, zihinsel olarak var olan kavramları ifade eder. Örneğin; "cesaret", "düşünce", "umut", "özgürlük" gibi.

 

Tekil, Çoğul ve Topluluk İsimleri

 

Sözcük türlerinden tekil isimler, tek bir varlığı ifade eden isimlerdir. Örneğin; "çocuk", "kitap", "çiçek". Çoğul isimler, birden fazla varlığı ifade eden isimlerdir ve genellikle "-ler, -lar" eki alırlar. Örneğin; "çocuklar", "kitaplar", "çiçekler". Topluluk isimleri ise çoğul eki almadan çoğulluk ifade eden isimlerdir. Örneğin; "orman", "ordu", "sürü", "millet".

 

Çoğul isimler, dilde çeşitli anlamlar taşıyabilir ve bağlama göre farklı anlamlar ifade edebilir. 

 

  • Çoğullama, çoğul ek alarak birden fazla varlığı ifade eder. Örneğin; "Kitaplar masada duruyor." 
  • Aile ve çevre bağlamında bir kişi ve ailesi ifade edilir. Örneğin; "Ayşeler bu akşam yemeğe geliyor." 
  • Benzerleri, aynı nitelikteki kişileri ifade eder. Örneğin; "Yeni Nazım Hikmetler yetişiyor." 
  • Abartma, bir durumu abartarak ifade eder. Örneğin; "Seni evrenler kadar seviyorum." 
  • Genelleme, genel bir alışkanlığı belirtir. Örneğin; "Haftasonları parka gideriz." 
  • Aşağı yukarı, yaklaşık bir durumu ifade eder. Örneğin; "O zamanlar on beş yaşlarındaydım." 
  • Saygıyı ifade etmek için kullanılır. Örneğin; "Doktor Beyler hemen gelecekler." 
  • Küçümseyici bir ton taşır. Örneğin; "Beyefendiler nihayet gelebildiler."
  • Aynı gruba ait varlıkları ifade eder. Örneğin; "Memeliler ve kuşlar farklı türlerdir." 
  • Belirli bir sayısal değeri ifade eder. Örneğin; "Yüzler basamağı" 
  • Belirli bir on yılı ifade eder. Örneğin; "90'ların modasını hala takip ediyor."

Sıfatlar

Sözcük türlerine örnek olan sıfatlar, isimleri niteleyen veya belirten sözcüklerdir. Sıfatlar; isimlerin özelliklerini, niteliklerini ve niceliklerini belirtir. Sıfatlar, anlamlarına ve işlevlerine göre çeşitli türlere ayrılır.

 

Niteleme Sıfatları

 

Niteleme sıfatları, isimlerin özelliklerini ve niteliklerini belirtir. Örneğin; "güzel", "büyük", "hızlı", "temiz".

 

Belirtme Sıfatları

 

Belirtme sıfatları, isimleri belirli bir şekilde tanımlayan ve onları diğerlerinden ayıran sıfatlardır. Belirtme sıfatları, isimlerin hangi, kaç tane, ne kadar gibi özelliklerini ifade eder. Belirtme sıfatları; işaret sıfatı, sayı sıfatı, belgisiz sıfat ve soru sıfatı olarak dört grupta incelenir.

 

İşaret (Gösterme) Sıfatı

 

İşaret sıfatları, isimleri işaret yoluyla belirten sıfatlardır. Bu sıfatlar, ismin önüne gelerek onu diğer varlıklardan ayırt eder. Örneğin:

 

  • Bu ev (yakındaki ev)
  • Şu araba (uzaktaki araba)
  • O kitap (daha uzaktaki kitap)
  • Burası (işaret edilen yer)

 

Sayı Sıfatı

 

Sözcük türlerinden olan sayı sıfatları, isimlerin sayısını veya sırasını belirten sıfatlardır. Sayı sıfatları kendi içinde asıl sayı sıfatı, sıra sayı sıfatı, üleştirme sayı sıfatı ve kesir sayı sıfatı olarak dört grupta incelenir.

 

  • Asıl sayı sıfatları, isimlerin kesin sayısını belirtir. Örneğin; “Üç elma”
  • Sıra sayı sıfatları, isimlerin sırasını belirten sıfatlardır. Örneğin; “Birinci öğrenci”
  • Üleştirme sayı sıfatları, isimlerin eşit paylaştırıldığını belirtir. Örneğin; “İkişer elma”
  • Kesir sayı sıfatları, isimlerin kesirli miktarını belirtir. Örneğin; “Yarım elma”
  • Belgisiz sıfatlar, isimlerin miktarını veya niteliğini belirsiz bir şekilde ifade eden sıfatlardır. Bu sıfatlar, kesin bir sayı veya nitelik belirtmez. Örneğin; “Birkaç öğrenci”
  • Soru sıfatları; isimlerin miktarını, niteliğini veya özelliğini soru yoluyla belirleyen sıfatlardır. Bu sıfatlar, soru cümlelerinde kullanılır. Örneğin; “Hangi kitap?”

Zarflar

Sözcük türlerinden olan zarflar; fiilleri, sıfatları ve diğer zarfları niteleyen veya belirten sözcüklerdir. Zarflar; eylemlerin nasıl, ne zaman, nerede ve ne şekilde yapıldığını belirtir. Zarflar, anlamlarına göre çeşitli türlere ayrılır.

 

  • Durum zarfları, eylemlerin nasıl yapıldığını belirtir. Örneğin; "hızlıca", "sessizce", "dikkatlice".
  • Zaman zarfları, eylemlerin ne zaman yapıldığını belirtir. Örneğin; "dün", "bugün", "yarın", "gece".
  • Yer-yön zarfları, eylemlerin nerede veya hangi yönde yapıldığını belirtir. Örneğin; "burada", "orada", "içeri", "dışarı". 
  • Miktar zarfları eylemlerin veya sıfatların derecesini belirtir. Örneğin, "çok", "az", "daha", "en".
  • Nicelik zarfları, eylemlerin, sıfatların veya diğer zarfların miktarını, derecesini belirten zarflardır. Bu zarflar, "ne kadar?" sorusuna cevap verir ve cümledeki miktarı veya derecelendirmeyi netleştirir. Örneğin; Çok hızlı koştu. (ne kadar hızlı?)
  • Soru zarfları, eylemlerin, sıfatların veya diğer zarfların yerini, zamanını, durumunu veya miktarını soru yoluyla belirten zarflardır. Bu zarflar, genellikle soru cümlelerinde kullanılır ve bilgi almak amacıyla kullanılır. Örneğin; Ne zaman geleceksin? (zaman)

 

Zarflar, yapılarına göre basit, türemiş ve birleşik zarflar olarak üç gruba ayrılır.

 

  • Basit Zarflar: Basit zarflar; yapım eki almamış, kök halde bulunan zarflardır. Bu zarflar, temel şekilleriyle kullanılır ve anlamlarını başka eklerle genişletmezler. Örneğin; “Yine çok güzel giyinmişsin.”
  • Türemiş Zarflar: Türemiş zarflar, yapım eki almış zarflardır. Bu zarflar, köklerine eklenen yapım ekleriyle yeni anlamlar kazanır ve eylemlerin, sıfatların veya diğer zarfların özelliklerini belirler. Örneğin; “Durmadan konuşması herkesi sıktı.”
  • Birleşik Zarflar: Birleşik zarflar, birden çok sözcüğün birleşmesiyle oluşan zarflardır. Bu zarflar, genellikle bir araya gelerek yeni bir anlam kazanır ve cümlede farklı işlevler üstlenir. Örneğin: “Niçin gelmedin?”

Zamirler

Sözcük türlerinden biri olan zamirler, isimlerin yerini tutan sözcüklerdir. Zamirler, isimlerin yerine geçerek cümlede tekrarlarını önler ve anlatımı sadeleştirir. Zamirler, türlerine göre çeşitli alt başlıklara ayrılır:

 

  • Kişi Zamirleri: Kişi zamirleri, kişi veya varlıkların yerini tutan sözcüklerdir. Örneğin; "ben", "sen", "o", "biz", "siz", "onlar". 
  • İşaret Zamirleri: İşaret zamirleri isimlerin yerini işaret yoluyla tutar. Örneğin; "bu", "şu", "o", "burası", "şurası".
  • Belgisiz Zamirler: Belgisiz zamirler, belirsiz varlıkların yerini tutar. Örneğin; "biri", "kimse", "herkes", "hiçbiri". 
  • Soru Zamirleri: Soru zamirleri, isimlerin yerini soru yoluyla tutar. Örneğin; "ne", "kim", "hangi", "kaç".
  • Dönüşlülük Zamiri: Dönüşlülük zamiri, öznenin yaptığı işten yine öznenin etkilendiğini belirten "kendi" zamiridir. Bu zamir, cümlede öznenin iş, oluş veya hareketten doğrudan etkilendiğini ifade eder ve bazen vurguyu artırmak için kullanılır. Örneğin; “Ali kendi işini bitirdi.”

 

Ek halindeki zamirler, ilgi zamiri ve iyelik zamiri olarak iki gruba ayrılır.

 

  • İlgi Zamiri: İlgi zamiri, belirtili ad tamlamalarında tamlanan sözcüğünün yerini geçici olarak tutan “-ki” ekidir. Bu zamir, tamlanan sözcüğünün yerine geçerek cümlede tekrarları önler ve anlamı netleştirir. Örneğin; “Senin ödevin kolay, Elif'inki zor.” (Elif'in ödevi)
  • İyelik Zamiri: İyelik zamiri, adların sonuna gelerek onların kime ait olduklarını gösteren eklerdir. Bu ekler, ad tamlamalarında tamlayanın (kişi zamirinin) yerini tutar ve mülkiyet bildirir. Örneğin; “Çantam nerede?” (benim çantam)

 

Zamirler, yapılarına göre basit ve birleşik zamirler olarak iki gruba ayrılır.

 

  • Basit Zamirler: Basit zamirler, kök halindeki zamirlerdir ve herhangi bir yapım eki almamışlardır. Bu zamirler, dilin temel yapı taşlarını oluşturur. Örneğin; “Bu”, “şu”, “sen”, “o”, “kim”
  • Birleşik Zamirler: Birleşik zamirler, birden çok sözcüğün birleşmesiyle oluşan zamirlerdir. Bu zamirler, birden fazla kelimenin anlamını tek bir kelimede birleştirir. Örneğin; “Birçoğu”, “birazı”

 

Not: Zamirler yapım eki aldığında tür özelliklerini yitirip isim, sıfat ya da zarf olabilirler. Örneğin; “Kimliğimi evde unuttum.” (isim)

Fiiller

Sözcük türlerinden fiiller, bir eylemi, durumu veya oluşu bildiren sözcüklerdir. Fiiller, cümlenin yüklemi olarak kullanılır ve cümlenin temel ögesidir. Fiiller, anlamlarına ve yapılarına göre çeşitli türlere ayrılır:

 

  • Kılış Fiilleri: Kılış fiilleri, bir eylemi veya hareketi ifade eden fiillerdir. Örneğin; "yazmak", "çizmek", "koşmak", "okumak". 
  • Durum Fiilleri: Durum fiilleri, bir durumu veya hali ifade eder. Örneğin; "uyumak", "oturmak", "düşünmek", "beklemek".
  • Oluş Fiilleri: Oluş fiilleri, bir değişimi veya oluşumu ifade eden fiillerdir. Örneğin; "büyümek", "küçülmek", "yaşlanmak", "güzelleşmek". 
  • Yardımcı Fiiller: Yardımcı fiiller tek başına anlamı olmayan, başka sözcüklerle birleşerek anlam kazanan fiillerdir. Örneğin; "etmek", "olmak", "bulunmak", "kalmak".

Edatlar

Sözcük türlerine örnek olarak edatlar, isimler ve zamirler ile birlikte kullanılarak onlara çeşitli anlamlar katan sözcüklerdir. Edatlar; cümlede yer, zaman, durum ve sebep ilişkileri kurar. Edatlar, tek başına anlam taşımaz ve başka sözcüklerle birlikte kullanılır.

 

Gibi

 

"Gibi" edatı, cümleye benzerlik, eşitlik, tezlik, olasılık gibi anlamlar katar. Örnekler:

 

  • Balıklar nar gibi kızardı. (benzerlik)
  • O da babası gibi çok çalışkandır. (eşitlik)
  • Bu iş olacak gibi. (olasılık)

 

İle

 

"İle" hem bağlaç hem de edat olarak kullanılabilir. Bu edatın yerine "ve" getirilebiliyorsa bağlaç, getirilemiyorsa edattır. Örnekler:

 

  • İzmir’e uçakla gideceğiz. (edat)
  • Kardeşimle ben size geliyoruz. (bağlaç)
  • Onunla pek anlaşamıyoruz. (edat)

 

İçin

 

"İçin" edatı; cümleye amaç-sonuç, neden-sonuç, özgülük gibi anlamlar katar. Örnekler:

 

  • Piknik yapmak için deniz kenarına gittiler. (amaç-sonuç)
  • Diyet ve spor yaptığı için çok kilo verdi. (neden-sonuç)
  • Bu fedakarlıklar hep çocuklarımız için. (özgülük)

 

Göre

 

"Göre" edatı, cümleye görelik, karşılaştırma, oranlama, uygunluk gibi anlamlar katar. Örnekler:

 

  • Tatile gitmek için kafamıza göre bir yer bakıyoruz. (uygunluk)
  • Onun boyuna göre ayakları çok küçüktür. (orantı)
  • Geçmişte günümüze göre daha üretken sanatçılar varmış. (karşılaştırma)

 

Karşı

 

"Karşı" edatı, cümleye genellikle yönelme anlamı katar. Örnekler:

 

  • Boğaz’a karşı oturup çaylarımızı yudumladık.
  • Ona karşı sorumluluklarım var.

 

Kadar

 

"Kadar" edatı; cümleye zaman, yönelme, ölçü, nitelikte eşitlik, karşıtlık, karşılaştırma gibi anlamlar katar. Örnekler:

 

  • Gece yarısına kadar ders çalıştık. (zaman)
  • O da senin kadar iyi birisi. (eşitlik)

 

Karşın, Rağmen

 

"Karşın" ve "rağmen" edatları, karşıtlık ve aykırılık ilgisi kurar. Örnekler:

 

  • Yasak olmasına rağmen salona girmişlerdi. (karşıtlık)

 

Doğru

 

"Doğru" edatı, cümleye yer ve zaman bakımından yönelme ve yaklaşıklık anlamları katar. Örnekler:

 

  • Şu tarafa doğru yürüyünce karşınıza şehrin heykeli çıkacak. (yönelme)
  • Akşama doğru oradan ayrıldık. (zaman)
  • Bize doğru geliyorlar. (yaklaşıklık)

 

"Doğru" sözcüğü isim, sıfat ve zarf olarak da kullanılabilir:

 

  • Her zaman doğruyu söyleyiniz. (isim)
  • Doğru sözden zarar gelmez. (sıfat)
  • Bana doğruyu söyle! (zarf)

 

Üzere

 

"Üzere" edatı, cümleye amaç ve koşul gibi anlamlar katar. Örnekler:

 

  • Dil öğrenmek üzere İngiltere’ye gideceğim. (amaç)
  • Kitabını haftaya geri vermek üzere alıyorum. (koşul)

Bağlaçlar

Sözcük türlerinden olan bağlaçlar; cümleleri, sözcük gruplarını veya sözcükleri birbirine bağlayan sözcüklerdir. Bağlaçlar, cümle içinde anlam ilişkileri kurar ve anlatımı akıcı hale getirir.

 

İle, Ve

 

"İle" ve "ve" bağlaçları, aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlamak için kullanılır. İle bağlacı hem bağlaç hem de edat olarak kullanılabilir. Örnekler:

 

  • Bağlaç olarak: Küçük odanın ve mutfağın penceresi açık kaldı.
  • Bağlaç olarak: Bu yıl tatile Antalya ve Mersin’e gideceğiz.
  • Bağlaç olarak: Onun yanına gideceğim ve her şeyi anlatacağım.
  • Bağlaç olarak: Kardeşimle ben size geliyoruz.
  • Edat olarak: İzmir’e uçakla gideceğiz.
  • Edat olarak: Onunla pek anlaşamıyoruz.

 

Ama, Fakat

 

"Ama" ve "fakat" bağlaçları, karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlamak için kullanılır. Ayrıca, koşul anlamı katarak bir durumu pekiştirir. Örnekler:

 

  • Karşıt anlam: Sınava iyi hazırlandı ama üniversiteyi kazanamadı.
  • Karşıt anlam: Onu aradık ama bulamadık.
  • Koşul anlamı: Sinemaya gidebilirsin ama eve erken döneceksin.
  • Pekiştirme: Soğuk ama çok soğuk bir yerdi.

 

Ancak, Yalnız

 

"Ancak" ve "yalnız" sözcükleri, bağlaç olarak kullanıldığında ama, fakat anlamı taşır. "Ancak" ve "yalnız" edat olarak kullanıldığında ise sadece anlamı taşır. Örnekler:

 

  • Bağlaç olarak: Onunla konuşurum yalnız sen de benimle geleceksin.
  • Bağlaç olarak: Az yiyor ancak kilo veremiyor.
  • Edat olarak: Geziye yalnız bizim sınıf katıldı.
  • Edat olarak: Bu işi ancak sen başarırsın.

 

Hem… Hem

 

"Hem…hem" bağlacı, karşılaştırılan iki unsurun hepsini ifade eder. Örnekler:

 

  • Hem ucuz hem kaliteli bir kazak aldım.
  • Hem çalışıyor hem okuyor.

 

Ne…Ne

 

"Ne…ne" bağlacı, cümleyi anlamca olumsuz yapar ve karşılaştırılan iki unsurun hiçbirini ifade eder. Ayrıca, iki karşıt sıfatı birbirine bağlarsa “ikisinin arası, ortası” anlamını verir. Örnekler:

 

  • Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol.
  • Beni ne arıyor ne soruyor.
  • Ne güzel ne çirkin bir kızdı.
  • Ne tatlı ne ekşi.

 

Ya…Ya

 

"Ya…ya" bağlacı, karşılaştırılan unsurlardan birini ifade etmek için kullanılır. Örnekler:

 

  • Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin.
  • Bu işe ya kardeşim ya Ali girecek.

 

Oysa, Oysaki, Halbuki

 

Bu bağlaçlar, bir durumu veya düşünceyi zıtlık oluşturarak ifade eder. Örnekler:

 

  • Oysa ben geleceğini düşündüm.
  • Oysaki bu işe girmeyi çok istemiştim.
  • Halbuki o çok iyi biridir.

 

Öyleyse, Çünkü, Hatta

 

Bu bağlaçlar, cümlede açıklama, sebep-sonuç ilişkisi ve ek bilgi verir. Örnekler:

 

  • Olanları duymamış mı, öyleyse ben ona anlatayım.
  • Okula gelemeyeceğim; çünkü hastayım.
  • Dün bize gelmiş, hatta birkaç saat bizi beklemiş.

 

De

 

"De" bağlacı, cümleleri birbirine bağlar ve kendinden önce gelen sözcükten ayrı yazılır. Örnekler:

 

  • Bu akşam ikisi de ders çalışacak.
  • Sen de mi geliyorsun?
  • Ne iyi ettin de geldin.
  • Olanları bana da anlattılar.

 

Ki

 

"Ki" bağlacı, kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır. Örnekler:

 

  • Ben ki yedi iklimin padişahıyım.
  • Onu tanımıyorum ki.
  • Öyle sanıyorum ki artık gelmeyecek.
  • Öğretmen edatları anlatacak mı ki?

Ünlemler

Sözcük türlerinden ünlemler, duyguları, seslenişleri, tepkileri ve haykırışları ifade eden sözcüklerdir. Ünlemler, cümlede genellikle bağımsız kullanılır ve duygusal bir ifade taşır. 

 

Asıl Ünlemler

 

Asıl ünlemler, her zaman ünlem olan ve başka bir görevi bulunmayan sözcüklerdir. Bu tür ünlemler, duyguları, tepkileri veya seslenişleri doğrudan ifade ederler. Örnekler:

 

  • Hişt! Orada kimse var mı?
  • Haydi! Acele edin, geç kalacağız!
  • Ey! Sen orada ne yapıyorsun?
  • Hey! Beni dinle!
  • Ah! Bu çok acı verici.
  • Aman! Ne yaptın sen?
  • Vah vah! Zavallı çocuk.
  • Of! Yeter artık.
  • Oh! Çok rahatladım.

 

Ünlem Gibi Kullanılan Sözcükler

 

Bazı sözcükler ve cümleler ünlem olmadıkları halde vurgu gereği ünlem değeri kazanabilir. Bu kullanımda sözcüklerin normal anlamlarından bağımsız olarak duygusal bir vurgu yapılır. Örnekler:

 

  • Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri! (Bu cümlede vurgu ve emir anlamı vardır.)
  • Dikkatli ol! (Uyarı vurgusu)
  • Yaşasın! Çok mutluyum. (Sevinç ifadesi)
  • Bravo! Harika bir iş çıkardın.
  • Yazık! Bu duruma üzüldüm.
  • Vay! Gerçekten mi?

 

Yansıma Ünlemleri

 

Yansıma sözcüklerle oluşan ünlemler, doğadaki seslerin taklit edilmesiyle meydana gelir ve bu seslerin ünlem olarak kullanılmasını sağlar. Örnekler:

 

  • Deh küheylan! (At sürücüsünün atı hızlandırmak için kullandığı ünlem)
  • Tak tak! Kapı çalındı.
  • Çat! Kapı aniden kapandı.
  • Vız vız! Arı uçuyor.
  • Pat! Balon patladı.
  • Cız! Elim yandı.

 

Ünlem Cümlesi

 

İçinde ünlemlerin yer aldığı cümleler, duygusal tepkileri veya ani olayları ifade eden ünlem cümleleridir. Bu cümleler genellikle heyecan, şaşkınlık, korku veya sevinç gibi duyguları ifade eder. Örnekler:

 

  • Aman efendim, bu ne güzel tesadüf! (Şaşkınlık ve memnuniyet ifadesi)
  • Sakın ha, kimseye söyleme! (Uyarı ve gizlilik vurgusu)
  • Aferin sana, çok iyi iş çıkardın! (Tebrik ifadesi)
  • Eyvah, şimdi ne yapacağız! (Korku ve panik ifadesi)
  • Aaa, gerçekten mi? (Şaşkınlık ve merak ifadesi)
  • Hadi bakalım, göreyim seni! (Teşvik ve cesaretlendirme)