Hayat boyu öğrenme nedir? Bir insanın ömrü boyunca eğitim alması neden gereklidir? Bireyin bilgilerini, yeteneklerini geliştirmesi nasıl mümkün olabilir? Merak edilen “hayat boyu eğitim” kavramıyla ilgili tüm detayları Sayın Dr. Ecmel Ayral ile konuştuk.
Hocam, bize hayat boyu öğrenme kavramıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Herkese anlaşılır gelen “hayat boyu öğrenme” kavramı aslında nedir?
Hayat boyu öğrenme kavramı, insanda “Bu dünyaya öğrenmeye mi geldik?” düşüncesi oluşturur. Temelde bu düşünce doğrudur. Günümüzde hayat boyu öğrenmenin iki önemli nedeni vardır. Birincisi, uzayan insan ömrüne göre eğitim süresinin sabit kalmasıdır. Dünyanın en gelişmiş ülkesi olarak İngiltere’yi ele alalım, 100 yıl önce ömür beklentisi 48 yıldı. Şimdi insanlar 80 yaşın üzerine kadar hayatlarını sürdürebilmektedir. Uzayan ömür süresine rağmen, alınan eğitim süresi geçen yüzyılla aynıdır. Bu yaklaşık 20 yıl kadardır. Dolayısıyla edindiğimiz bilgi ve öğrendiklerimizin, uzun ömrümüzdeki geçerliliği çok kısalır. Biz bu nedenle daha fazla çalışmak zorundayız.
"Bilgi ve becerilerin raf ömrü kısaldı."
Öğrenmenin hayat boyu sürmesinin ikinci nedeni de edindiğimiz bilgi ve becerilerin raf ömrünün kısalmış olmasıdır. Bu bilgilere “malumat” demek lazımdır. Bilgiler ve beceriler çok hızla eskir, yerine yenisini koymak gerekli olur. Bu durumda insanlar uzayan ömürlerinde dağarcıklarına sürekli yeni bilgi ve beceriler katmak zorunda kalırlar. Bu nedenle bizim sürekli canlı tutmamız gereken en önemli bilgi, belki de ilk öğrendiğimizdir: Öğren, sorgula, unut ve yeniden öğren. Buna “öğrenme yetkinliği” denir. Öğrenmenin ancak edinilen bilgiyi sorgulayıp, unutup yeniden öğrenmekle mümkün olduğunu düşünüyoruz. Onun için de hayat boyu öğrenmek gerektiğini düşünüyoruz. Tam da bu sebeple girişimimize “Unlearn Academy” dedik.
Sürekli öğrenmek ve var olan bilgileri yenilemek için ne yapmak gerekir?
Hayat boyu öğrenmek için teknolojiyi kullanmak gerekir. Uzayan yaşam süresinde edinilen bilgilerin ömürleri kısalmış olabilir. Ama malumata ve bilgi geliştirme imkânlarına erişim de artmıştır. Bu nedenle okul diye tarif ettiğimiz konsept, eskiden alışkın olduğumuz bina, sınıflar, hocalardan ibaret olmaktan çıkar. Artık bilgiye erişim ve öğrenme, kişinin kendi bulunduğu mekân ve zamandan bağımsız bir hâle gelmiştir. Kişi her ne iş yapıyorsa, boş zamanında başka bir bilgiyi öğrenebilir. Bu teknolojinin sağladığı bir imkândır ve herkesin bu imkândan faydalanması mümkündür. O hâlde kişinin hayat boyu sürecek eğitime ulaşması, kendisine düşen bir vazifedir. Teknolojiyi kullanarak yeni bilgilere ulaşma ve kişinin kendini eğitme eğiliminin küresel açıdan ve Türkiye’de yükselişini görüyoruz. Bütün öğrenim kurumları da bu konsepte dönüşmektedir. Kişi eğer arzu ederse hayat boyu öğrenimine devam edebilir. Bunun, bireyler için çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
Dijitalleşme ve pandemi süreciyle herkesin eğitime ulaşımı kolaylaştı. Peki, kişi kendi eğitiminin yatırım kaynağını nasıl bulacak, kısaca öğrenim görmek isteyen bireyin velisi kim olacak?
Eğitimde dijitalleşme sürecinin hızlanması ve daha kolay erişilebilir hâle gelmesi, başka bir konuyu akla getirir: Yatırım. Birey küçük bir çocukken okula gider ve eğitim yatırımı ailesi tarafından karşılanır. Üniversiteye kadar olan eğitim süreciyle ilgili yatırımı neredeyse tamamen karşılayan bir velisi bulunur. Ancak, üniversiteden mezun olup çalışma hayatına atılan bireyin eğitim yatırımını kim karşılayacaktır? Kısaca erişkin bir kişinin velisi kim olacaktır? Bu durumda veli olarak kişi öncelikle kendisini düşünebilir. Temelde, birey kendisi için bir yatırım yapmalıdır. Öte yandan günümüzde ihtiyaç duyulan yetenek, beceri ve yetkinlikler sürekli değişmekte ve dönüşmektedir. Özellikle büyüyen kurumlarda ihtiyaç duyulan yeteneğin sürekli dışarıdan temini mümkün olmadığı için hem kurum içinde hem de dışında bir yetenek havuzunun gelişmesi gerekir. Bu anlamda kurumların da yatırım yapması önemlidir. Bunun farkında olan şirketler, yatırım yapmaya başlamış ve devam etmektedirler. Havuzun beslenmesi, eğitimin tamamlanması ve sürekliliği için bireyle birlikte, imkânlarını sunan kurum ve eğitimci taraflarının da bir araya geldiği bir ağ oluşturur.
"Bireyler, şirketler ve eğitim kurumları hayat boyu eğitim havuzunun gelişimine imkan sağlayacak."
Önümüzdeki dönemin ekosistem ve platform mantığı, bu tarz hareketleri çoğaltacaktır. Birey, bireyin faydalı olduğu veya bir gün olabileceği kurumlar birlikte yatırım yaparak havuzun gelişimine imkân sağlayacaktır. Öğrenme kurumları da imkânlarından faydalanmak isteyen insanların, bu kurumlarla ilişkisini gözeterek burs olanaklarını sağlayacaktır. Birey, şirket ve eğitim kurumu; üç taraf da bu havuza kaynak sağlamayı becerebilmeli diye düşünüyorum.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz, eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Teknolojiye dair eğitim ve insan gelişimini içinde barındıran yeni girişimimizden söz etmek istiyorum. Şubat ayında duyacağınız tobeto.com isimli girişimimizin temel amacı "head hunting" değil, "head farming" yapmakla ilişkilidir. Girişimimizle özellikle dijital beceri sahibi yetenek bulmanın güç olduğu günümüzde bu kişileri yetiştirmek ve kurumlarla eşleştirme yapmak amacını taşıyoruz. Dünyanın öğrenim ve yetenek geliştirme gibi yönelimlere doğru gittiğini düşünüyorum. Bizim girişimimizde de dijital eğitim içinde öğrenme ve yetenek geliştirme gibi alt kollarımız var.
İçindekiler
Dr. Ecmel Ayral ile ''Değişen Dünyada Hayat Boyu Öğrenme''