Nem ve Yağış Konu Anlatımı

Nem ve Yağış Konu Anlatımı

  • 03.12.2024

TYT Coğrafya konuları arasında yer alan "Nem ve Yağış", yeryüzündeki iklim ve hava olaylarının anlaşılmasında kritik bir öneme sahiptir. Atmosferdeki su buharı miktarı ve buharlaşma süreçleri, yeryüzünde oluşan yağış türleri ve dağılımları gibi konular, canlı yaşamı ve ekosistemlerin sürdürülebilirliği açısından büyük bir rol oynar. Bu konu anlatımında nemin atmosferdeki rolü, havanın nem kapasitesi, doyma noktası, bulutların oluşumu ve yağış çeşitleri gibi temel kavramları inceleyeceğiz.

Nem Nedir?

Nem, atmosferdeki su buharı miktarını ifade eder. Su buharı, hava içerisinde görünmez bir şekilde bulunur ve havanın önemli bir bileşenidir. Atmosferdeki su buharı, buharlaşma ve terleme gibi süreçler sonucunda suyun gaz haline geçmesiyle oluşur. Nem, hava olaylarının, iklimin ve yeryüzündeki su döngüsünün temel unsurlarından biridir. Nemli hava; bulut oluşumu, yağış ve sıcaklık değişimlerinde belirleyici rol oynar.

 

Nem, farklı şekillerde ölçülebilir ve ifade edilebilir. Bu bağlamda havadaki nem miktarını ifade etmek için üç temel kavram kullanılır.

 

Mutlak Nem

 

Mutlak nem, birim hacimdeki havada bulunan su buharı miktarını ifade eder. Genellikle gram/metreküp (g/m³) cinsinden ölçülür. Hava sıcaklığına bağlı olarak değişen mutlak nem, havadaki su buharı miktarının doğrudan bir göstergesidir. Sıcaklık arttıkça hava daha fazla su buharı tutabilir, bu nedenle mutlak nem sıcaklıkla doğrudan ilişkilidir. Örneğin, 1 metreküp havada 10 gram su buharı bulunuyorsa mutlak nem 10 g/m³’tür.

 

Bağıl Nem

 

Bağıl nem, havadaki mevcut su buharı miktarının, aynı sıcaklıkta havanın tutabileceği maksimum su buharı miktarına oranıdır. Yüzde (%) cinsinden ifade edilir. Bağıl nem, sıcaklığa bağlı olarak değişir. Aynı miktarda su buharı, sıcak hava koşullarında daha düşük bağıl nem oranına sahipken, soğuk hava koşullarında daha yüksek bağıl nem gösterebilir. Bağıl nemin %100 olması, havanın artık daha fazla su buharı taşıyamayacağını ve bu noktada su buharının yoğuşarak yağış oluşturabileceğini gösterir. Bu duruma "doyma noktası" denir. Bağıl nemin düşük olduğu durumlarda ise hava kurudur ve yağış ihtimali daha azdır. Örneğin, bir ortamda havanın %70 bağıl nemi varsa bu durum havanın taşıyabileceği maksimum su buharının %70’ine sahip olduğunu gösterir.

 

Maksimum Nem

 

Maksimum nem, bir hava kütlesinin belirli bir sıcaklıkta tutabileceği en yüksek su buharı miktarını ifade eder. Maksimum nem, sıcaklığa doğrudan bağlıdır; sıcaklık arttıkça hava daha fazla su buharı taşıyabilir, dolayısıyla maksimum nem de artar. Soğuk havanın maksimum nem kapasitesi daha düşük olduğu için daha çabuk doygunluğa ulaşır. Örneğin, 25°C sıcaklıktaki bir hava kütlesi 20 g/m³ su buharı taşıyabilirken, 10°C sıcaklıktaki bir hava kütlesi sadece 9 g/m³ su buharı taşıyabilir.

Atmosferdeki Su Buharının Kaynağı

Atmosferdeki su buharı, Dünya'nın su döngüsünün bir parçası olarak sürekli hareket halindedir ve çeşitli kaynaklardan atmosfere karışır. Su buharı, yeryüzünde mevcut olan su kütlelerinden (okyanuslar, denizler, göller, nehirler) buharlaşma ve terleme (transpirasyon) yoluyla atmosfere taşınır. Atmosferdeki su buharının en önemli kaynağı yeryüzündeki su yüzeyleridir. Bu süreçler, Güneş’in ısıtıcı etkisiyle sürekli olarak gerçekleşir ve hava olaylarını, iklim koşullarını doğrudan etkiler.

 

1. Buharlaşma (Evaporasyon)

 

Buharlaşma, yeryüzündeki suyun sıvı halden gaz hale geçerek atmosfere karışmasıdır. Bu süreç, özellikle okyanuslar, denizler, göller ve nehirler gibi su kütlelerinde gerçekleşir. Güneş'in ısı enerjisi suyu ısıtır ve su moleküllerinin hareketlenerek gaz haline dönüşmesini sağlar.

 

  • Okyanuslar ve Denizler: Atmosfere karışan su buharının büyük bir kısmı (%85-90) okyanus ve deniz yüzeylerinden gelir. Dünya yüzeyinin büyük kısmını kaplayan bu su kütleleri, su buharının ana kaynağıdır.
  • Göller ve Nehirler: Daha küçük olmasına rağmen göller ve nehirler de buharlaşma sürecine önemli katkıda bulunur. Özellikle büyük göller ve akarsular, lokal hava olaylarında etkili olabilir.

 

Buharlaşma hızı; sıcaklık, rüzgar hızı, nem oranı ve su yüzeyinin genişliği gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Sıcaklığın yüksek olduğu tropikal bölgelerde buharlaşma daha hızlı gerçekleşirken, soğuk ve kuru bölgelerde bu süreç daha yavaş ilerler.

 

2. Terleme (Transpirasyon)

 

Transpirasyon, bitkilerin yapraklarında bulunan gözeneklerden su buharı salmasıdır. Bitkiler, kökleri aracılığıyla topraktan aldıkları suyu yapraklarına kadar iletir ve burada bir kısmını atmosfere su buharı olarak geri verir. Bu süreç, bitkilerin büyümesi ve fotosentez yapması için önemlidir, ancak aynı zamanda atmosferdeki su buharının önemli bir kaynağıdır.

 

  • Ormanlar: Yoğun bitki örtüsüne sahip ormanlık alanlar, özellikle tropikal yağmur ormanları, büyük miktarda su buharını atmosfere salar. Amazon gibi geniş tropikal ormanlar, "Dünyanın akciğerleri" olarak bilinir. Çünkü bu ormanlar, büyük miktarda su buharı üretir ve yağış döngüsünü etkiler.
  • Tarım Alanları: Tarım bitkileri de terleme yoluyla atmosfere su buharı bırakır. Özellikle sulama yapılan bölgelerde bu süreç daha belirgin hale gelir.

 

Terleme süreci, sıcaklık ve nem oranlarına bağlıdır. Yüksek sıcaklıkta ve güneş ışığının yoğun olduğu bölgelerde terleme daha hızlı gerçekleşir.

 

3. Sublimleşme

 

Sublimleşme, katı halden doğrudan gaz haline geçiş anlamına gelir. Özellikle kar ve buz yüzeylerinde görülen bu süreçte su buharı atmosfere katılır. Soğuk bölgelerde bulunan kar örtüsü, bu sürece önemli bir katkı sağlar.

 

  • Buzullar ve Kar Yüzeyleri: Kutup bölgeleri ve yüksek dağlardaki buzullar, güneş ışığına maruz kaldıklarında sublimleşme yoluyla su buharı üretir. Bu süreç, özellikle düşük sıcaklık ve düşük basınç koşullarında daha belirgin hale gelir.
  • Kar Yağışı Sonrası: Kar yağdıktan sonra güneşin etkisiyle kar tanelerinin yüzeyinde buharlaşma yerine sublimleşme meydana gelir ve bu da atmosfere su buharı eklenmesine neden olur.

Yoğunlaşma (Yağış)

Yoğunlaşma, atmosferdeki su buharının sıvı ya da katı hale dönüşmesi sürecidir. Bu dönüşüm, genellikle havanın soğumasıyla gerçekleşir. Su buharının yoğunlaşabilmesi için havanın doyma noktasına ulaşması gerekir. Doyma noktasına ulaşıldığında su buharı, sıvı damlacıklar ya da buz kristalleri haline gelir ve yağış oluşumu başlar. Yoğunlaşmanın sonucunda yağmur, kar ve dolu gibi yağış türleri meydana gelir. Yoğunlaşma, havanın alttan soğuyarak ya da yükselerek soğuması sonucunda farklı şekillerde gerçekleşir.

Yoğunlaşma Çeşitleri

Yoğunlaşma iki ana şekilde gerçekleşir: havanın alttan soğuyarak yoğunlaşması ve yükselen havanın soğuyarak yoğunlaşması. Her iki süreç, farklı atmosferik koşullar altında meydana gelir ve yağış oluşumunu etkiler.

 

1. Havanın Alttan Soğuyarak Yoğunlaşması

 

Sis, havanın alttan soğuyarak yoğunlaşmasının bir sonucudur. Sis, yüzeye yakın yerlerde su buharının yoğuşarak küçük su damlacıkları haline gelmesiyle oluşan bir hava olayıdır. Aslında sis, yeryüzüne çok yakın seviyelerde meydana gelen bir bulut gibidir. Havanın alt katmanları, genellikle yer yüzeyinin gece boyunca hızla soğuması nedeniyle alttan soğur. Bu durum, özellikle sakin ve rüzgarsız gecelerde ve sabahın erken saatlerinde görülür.

 

Sisin oluşum süreci:

 

  • Gündüz boyunca ısınan yüzeyler, gece ısı kaybeder ve hızla soğur.
  • Yüzeye yakın hava katmanları da bu soğuyan yüzeyle temas ederek soğumaya başlar.
  • Eğer hava yeterince nemli ise bu soğuma süreci havanın doyma noktasına ulaşmasına yol açar ve su buharı yoğunlaşarak sis oluşturur.
  • Sis genellikle alçak basınçlı ve rüzgarsız havalarda meydana gelir, çünkü rüzgarlar havayı karıştırır ve yoğuşmayı engeller.

 

Sis Türleri

 

  • Radyasyon Sisi: Açık ve sakin gecelerde yer yüzeyinin hızla ışıma yoluyla soğuması sonucu oluşur. Yüzeye yakın hava tabakası soğur ve sis meydana gelir. Genellikle sabah saatlerinde görülür ve güneş yükseldikçe sis dağılır.
  • Adveksiyon Sisi: Sıcak ve nemli hava kütlesi, daha soğuk bir yüzeyin üzerine geçtiğinde oluşur. Havanın yatay hareketleriyle gerçekleşir ve denizlerde veya kıyı bölgelerinde sıkça görülür.
  • Dağ (Yamaç) Sisi: Dağlık bölgelerde nemli hava yükselirken soğur ve bu süreç sonucunda dağ yamaçlarında sis oluşur.

 

2. Yükselen Havanın Soğuyarak Yoğunlaşması

 

Bulutlar, yükselen havanın soğuyarak yoğunlaşmasıyla oluşur. Hava kütlesi yer seviyesinde ısındığında yükselmeye başlar ve atmosferin üst katmanlarına doğru ilerledikçe soğur. Yükselen hava, soğuma sürecinde doyma noktasına ulaşır ve içindeki su buharı küçük su damlacıkları ya da buz kristalleri haline dönüşür. Bu yoğunlaşma sonucunda bulutlar oluşur. Yükselme sırasında havanın soğuması, bulutların oluşumu için kritik bir süreçtir.

 

Bulutların oluşum süreci:

 

  • Güneşin ısıttığı yeryüzü, alttaki hava katmanlarının ısınmasına neden olur.
  • Isınan hava, daha hafif hale gelir ve yukarı doğru yükselir.
  • Hava yükseldikçe çevresindeki basınç azalır ve hava genişler. Genişleyen hava soğumaya başlar.
  • Hava, doyma noktasına ulaştığında su buharı yoğunlaşır ve küçük su damlacıkları ya da buz kristalleri şeklinde bulutları oluşturur.

 

Bulut Çeşitleri

 

  • Kümülüs (Cumulus) Bulutları: Bu bulutlar genellikle kabarık, beyaz ve pamuk yığınlarına benzeyen bulutlardır. Güzel hava habercisi olan kümülüs bulutları, konveksiyonel yağışlarla ilişkilidir. Yükselen sıcak hava hızlıca soğuyarak bu tür bulutları oluşturur. Fırtına bulutlarına dönüşebilirler.
  • Stratus (Tabaka) Bulutları: Gökyüzünü geniş bir gri tabaka halinde kaplayan bulutlardır. Genellikle alt seviyelerde oluşur ve yağış getirmez, ancak çisenti şeklinde hafif yağışlar görülebilir.
  • Sirüs (Cirrus) Bulutları: Yüksek irtifada ince, tüy şeklinde ve beyaz bulutlardır. Sirüs bulutları buz kristallerinden oluşur ve genellikle yaklaşan hava değişikliklerinin habercisi olabilir.
  • Nimbus (Yağmur) Bulutları: Yoğun ve karanlık bulutlardır. Bu bulutlar genellikle yağışla ilişkilendirilir ve yoğun yağmur ya da kar yağışına neden olabilirler.

Yoğunlaşma Biçimleri

Yoğunlaşma, atmosferdeki su buharının soğuyarak sıvı ya da katı hale geçmesi sürecidir. Bu süreç hem yeryüzünde hem de atmosferin alt katmanlarında (troposferde) farklı yoğunlaşma biçimlerine yol açar. Yoğunlaşmanın gerçekleşmesi için hava sıcaklığının düşmesi ve havadaki su buharının doyma noktasına ulaşması gereklidir.

 

1. Yerde Gerçekleşen Yoğunlaşma Biçimleri

 

Yeryüzüne yakın alanlarda meydana gelen yoğunlaşma, genellikle gece boyunca ya da sabah erken saatlerde havanın yüzeye yakın soğumasıyla oluşur. Bu süreçte su buharı yer yüzeyinde veya yüzeye yakın havada yoğuşur ve çeşitli yoğunlaşma olaylarına yol açar.

 

a. Çiy

 

Çiy, havadaki su buharının doğrudan yüzeyde sıvı damlacıkları olarak yoğunlaşmasıyla oluşur. Genellikle sıcaklığın 0°C’nin üzerinde olduğu durumlarda meydana gelir. Gece boyunca yer yüzeyinin hızlı bir şekilde soğuması sonucu, yüzeye yakın hava da soğur. Eğer yüzeydeki hava doyma noktasına ulaşırsa su buharı yüzeyde yoğuşarak ince su damlacıkları oluşturur. Çiy, özellikle bitki yaprakları, çimenler ve metal yüzeylerde görülür.

 

b. Kırağı

 

Kırağı, çiy gibi oluşur, ancak sıcaklık 0°C’nin altına düştüğünde su buharının sıvı halden geçmeden doğrudan buz kristalleri şeklinde yoğunlaşmasıdır. Kırağı, genellikle soğuk ve açık gecelerde meydana gelir. Havadaki su buharı, soğuk yüzeylerde buz kristalleri oluşturacak şekilde yoğunlaşır. Kırağı, çimlerde, arabalarda veya diğer soğuk yüzeylerde ince bir buz tabakası olarak görünür. Özellikle tarım alanlarında zarara yol açabilir.

 

c. Kırç

 

Kırç, kırağıya benzer, ancak daha ince ve keskin buz kristalleri şeklinde oluşur. Çok soğuk ve nemli havalarda meydana gelir. Kırç, rüzgârın düşük olduğu, açık ve soğuk gecelerde oluşur. Kırç, genellikle daha çok rüzgarsız ve nem oranının yüksek olduğu ortamlarda meydana gelir ve bitki dalları, teller veya yüzeyler üzerinde ince buz tabakaları oluşturur.

 

2. Troposferde Gerçekleşen Yoğunlaşma Biçimleri

 

Troposfer, atmosferin yeryüzüne en yakın katmanıdır ve çoğu hava olayının gerçekleştiği bölgedir. Bu katmanda gerçekleşen yoğunlaşma süreçleri, yağışları oluşturur. Yükselen hava soğudukça içindeki su buharı yoğunlaşarak sıvı ya da katı hale geçer ve bu durum yağmur, kar ve dolu gibi yağış biçimlerine yol açar. Yağışın türü, bulutların ve atmosferin sıcaklık koşullarına bağlı olarak değişir.

 

a. Yağmur

 

Yağmur, su buharının yoğunlaşarak sıvı su damlacıkları halinde yeryüzüne düşmesiyle meydana gelen en yaygın yağış türüdür. Genellikle bulutların içindeki su buharı doygun hale geldiğinde yoğunlaşır ve küçük su damlacıkları oluşur. Bu damlacıklar, büyüyüp ağırlaştıkça yer çekiminin etkisiyle yeryüzüne yağmur olarak düşer.

 

Yağmurun Oluşumu

 

Yükselen hava kütlesi atmosferin soğuk bölgelerine ulaştığında hava soğur ve su buharı yoğuşur. Yoğunlaşma sırasında küçük su damlacıkları oluşur ve bu damlacıklar birleşerek büyür. Su damlacıkları belirli bir büyüklüğe ulaştığında yer çekiminin etkisiyle yeryüzüne düşer. Hava sıcaklığı 0°C’nin üzerinde olduğu sürece bu damlacıklar sıvı halde kalır ve yağmur şeklinde düşer.

 

Yağmur Türleri

 

  • Çisenti: Çok küçük su damlacıklarının hafif şekilde yeryüzüne düşmesidir. İnce bir yağış türüdür.
  • Sağanak: Kısa süreli, ani ve yoğun yağışlara verilen isimdir. Genellikle fırtınalı havalarda görülür.
  • Konveksiyonel Yağmur: Güneş ışınlarının yüzeyi ısıtması sonucu hava yükselir, soğur ve yoğun yağışlara neden olur. Tropikal bölgelerde sıkça görülür.

 

b. Kar

 

Kar, su buharının doğrudan buz kristallerine dönüşerek yeryüzüne düşmesiyle oluşan bir yağış türüdür. Kar yağışı, atmosferin sıcaklığının 0°C’nin altında olduğu durumlarda meydana gelir. Bulut içindeki su buharı, buz kristalleri şeklinde yoğunlaşır ve bu kristaller birleşerek kar tanelerini oluşturur. Yeterli büyüklüğe ulaştıklarında kar taneleri yer çekimi etkisiyle yeryüzüne düşer.

 

Karın Oluşumu

 

Atmosferde yükselen hava soğuyarak su buharını yoğunlaştırır. Ancak bu yoğunlaşma, düşük sıcaklık nedeniyle sıvı su damlacıkları yerine buz kristalleri şeklinde gerçekleşir. Buz kristalleri, bulut içindeki diğer su buharı parçacıklarıyla birleşerek kar tanelerini oluşturur. Kar taneleri büyüdükçe ağırlıkları artar ve yer çekimi etkisiyle yeryüzüne kar olarak düşer.

 

Kar Türleri

 

  • Yaş Kar: Kar taneleri, yere düşmeden önce havada kısmen eriyip tekrar donabilir. Bu tür kar, genellikle hava sıcaklığının 0°C’ye yakın olduğu durumlarda görülür.
  • Toz Kar: Çok soğuk havalarda yağan ve hafif olan kar türüdür. Bu kar, yerle tam temas etmez ve rüzgarla kolayca savrulabilir.

 

c. Dolu

 

Dolu, troposferdeki güçlü hava hareketleri sırasında su damlacıklarının donarak buz taneleri haline gelmesiyle meydana gelen bir yağış türüdür. Dolu yağışı, genellikle kümülonimbüs bulutları gibi büyük fırtına bulutlarında gerçekleşir. Bu bulutlar, kuvvetli yükselici hava akımlarına sahiptir. Dolu taneleri, yükselen ve düşen hava akımları arasında defalarca hareket ederek katmanlar halinde büyür ve sonunda ağırlaşıp yeryüzüne düşer.

 

Dolunun Oluşumu

 

Fırtına bulutlarında güçlü hava akımları su damlacıklarını yukarı doğru taşır. Yükseklere çıktıkça bu damlacıklar soğuk hava katmanlarına ulaşır ve donar. Donan su damlacıkları, tekrar yükselici hava akımlarıyla yukarı çıkar ve yeni su damlacıklarıyla kaplanarak tekrar donar. Bu süreç birkaç kez tekrar eder ve her seferinde dolu tanesi büyür. Dolu taneleri, yeterli ağırlığa ulaştıklarında yer çekimi etkisiyle yeryüzüne düşer.

Yağış Oluşum Şekilleri

Yağışlar, atmosferdeki su buharının çeşitli yollarla yoğunlaşarak yeryüzüne düşmesi sonucu oluşur. Yağışların oluşumunda üç ana mekanizma bulunur.

 

1. Orografik (Yamaç) Yağışlar

Orografik yağış, bir hava kütlesinin bir dağ ya da yükseltiyle karşılaştığında yükselmesi, soğuması ve su buharının yoğunlaşarak yağışa dönüşmesi sonucu oluşan yağış türüdür. Dağ ya da yamaç gibi engeller, hava kütlesinin yükselmesine neden olur ve bu yükselme sırasında hava soğur. Soğuyan hava doyma noktasına ulaştığında içindeki su buharı yoğunlaşır ve yağış meydana gelir.

 

Orografik Yağışın Oluşum Süreci

 

Denizden gelen nemli hava kütlesi bir dağ veya yamaçla karşılaştığında, fiziksel olarak yükselmeye zorlanır. Hava yükseldikçe çevre basıncı azalır, bu da havanın genişlemesine ve soğumasına neden olur. Hava soğuduğunda su buharı yoğunlaşır ve bulutlar oluşur. Havanın doygunluğa ulaşmasıyla birlikte yağış meydana gelir. Yağış genellikle dağın rüzgar alan tarafında yoğun olur.

 

Orografik Yağışın Özellikleri

 

  • Dağın rüzgar alan tarafı (rüzgar üstü) bol yağış alırken, rüzgar altı tarafı (yağmur gölgesi) kurak kalabilir. Rüzgar altı tarafında alçalıcı hava hareketi gerçekleştiğinden bu bölgede bulut oluşumu ve yağış nadirdir.
  • Bu tür yağışlar, özellikle dağlık bölgelerde görülür. Örneğin, Türkiye’de Karadeniz Dağları’nın denize bakan yamaçlarında bol orografik yağışlar yaşanırken, iç kesimler daha kuraktır.

 

2. Konveksiyonel (Yükselim) Yağışlar

Konveksiyonel yağış, yeryüzünün Güneş tarafından ısınması sonucu hava kütlesinin ısınarak yükselmesi ve soğuyarak yoğunlaşmasıyla oluşan yağış türüdür. Bu yağış türü, özellikle sıcak bölgelerde ve yaz mevsimlerinde yaygın olarak görülür. Konveksiyonel yağışlar genellikle kısa süreli, ani ve yoğun yağışlara neden olabilir.

 

Konveksiyonel Yağışın Oluşum Süreci

 

Güneş ışınları yeryüzünü ısıttığında yer yüzeyine yakın hava katmanları da ısınır. Bu ısınan hava, yoğunluğu azaldığı için yükselmeye başlar. Hava yükseldikçe çevre basıncı azalır ve genişleyerek soğur. Yükselen hava soğuduğunda su buharı yoğunlaşır ve bulutlar oluşur. Bu bulutlar genellikle kümülüs (cumulus) bulutlarıdır. Yeterince nem ve soğuma olduğunda yağmur yağar.

 

Konveksiyonel Yağışın Özellikleri

 

  • Yoğun ve kısa süreli yağışlardır. Tropikal bölgelerde, yaz mevsiminde gün içinde sıklıkla görülür. Bu tür yağışlara "kırkikindi yağmurları" adı da verilir, çünkü öğleden sonra sıcaklığın zirveye ulaştığı saatlerde meydana gelir.
  • Genellikle ani yağmurlar şeklinde olur ve kısa süreli sağanak yağışlarla karakterizedir.
  • Yaz aylarında yaygındır ve sıcaklık farkının fazla olduğu bölgelerde sıklıkla görülür.

 

3. Cephesel Yağışlar

Cephesel yağış, farklı sıcaklıklardaki iki hava kütlesinin karşılaşması sonucu oluşan yağış türüdür. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaştığı yerde sıcak hava daha hafif olduğu için yükselir ve soğuk hava kütlesi altında kalır. Yükselen sıcak hava soğuduğunda su buharı yoğunlaşarak yağış meydana getirir. Bu karşılaşma alanlarına cephe adı verilir.

 

Cephesel Yağışın Oluşum Süreci

 

Soğuk ve sıcak hava kütleleri karşılaştığında, sıcak hava kütlesi yükselmeye zorlanır. Soğuk hava kütlesi ise yere daha yakın kalır. Yükselen sıcak hava, yükseldikçe soğur. Sıcak hava yükselip soğuduğunda içindeki su buharı yoğunlaşır ve bulutlar oluşur. Genellikle stratüs (tabaka) ya da nimbüs (yağmur) bulutları oluşur ve geniş alanlara yayılan yağışlar meydana gelir.

 

Cephesel Yağışın Özellikleri

 

  • Geniş alanlarda ve uzun süreli yağışlara neden olur. Orta enlemlerde sık görülen bir yağış türüdür.
  • Yağış genellikle hafif başlar, ancak uzun süre devam edebilir. Soğuk ve sıcak cephelerin karşılaşma noktasında oluşur.
  • Kış aylarında daha yaygın olarak görülür. Özellikle okyanus etkisindeki bölgelerde cephesel yağışlar sıklıkla yaşanır.

 

Cephe Çeşitleri

 

  • Sıcak Cephe: Sıcak hava kütlesi soğuk hava kütlesi üzerine yavaşça yükselir. Bu durumda uzun süreli, geniş alana yayılan hafif yağışlar meydana gelir. Yağış, sıcak hava kütlesinin soğumasıyla oluşur.
  • Soğuk Cephe: Soğuk hava kütlesi hızlıca sıcak hava kütlesi altına girer ve sıcak havayı hızla yükselmeye zorlar. Bu, ani ve şiddetli yağışlara neden olabilir. Soğuk cephe geçişleri genellikle fırtına ve sağanak yağmurlar getirir.