Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bağımsızlık mücadelesinin en kritik dönemlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Bu zorlu süreç, vatanın dört bir yanında verilen büyük mücadelelerle şekillendi. Anadolu'nun her köşesinde farklı cephelerde sürdürülen savaşlar, milletimizin varoluş mücadelesini yansıtırken her cephe ayrı bir kahramanlık öyküsüne sahne olmuştur. Kurtuluş Savaşı'nın cepheleri; halkın direniş gücünü, azmini ve bağımsızlık uğruna verilen canları simgeler. Bu yazımızda Kurtuluş Savaşı'nın doğu, batı, güney ve iç cephelerinde yaşanan bu çetin mücadeleleri ve bu cephelerin stratejik önemini daha yakından inceleyeceğiz.
İçindekiler
Doğu Cephesi
Doğu Cephesi'nde Ermenilere karşı mücadele edildi ve Gümrü Antlaşması ile Ermeni sorunu çözüldü. Bu antlaşma ile doğu sınırı belirlendi ve TBMM, ilk askeri ve siyasi zaferini kazandı.
Doğu Cephesi’nin önemini ve cephede yaşanan önemli gelişmeleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918): Bu antlaşma, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasının ardından imzalanmış ve Osmanlı topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesine zemin hazırlamıştır. Doğu Anadolu'da Ermenilerin bağımsızlık hareketleri bu dönemde yoğunlaşmıştır.
- Ermeni Sorunu ve İşgaller: Ermeniler, Batılı devletlerin desteğiyle Doğu Anadolu'da bağımsız bir devlet kurma çabasına girişmişlerdir. Bu amaçla Ermeniler, bölgedeki Türk köylerine saldırılar düzenlemiş ve bölgedeki Türk nüfusu üzerinde baskı kurmaya çalışmışlardır.
- Erzurum Kongresi (23 Temmuz- 7 Ağustos 1919): Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu'daki Ermeni tehlikesine karşı alınacak önlemleri belirlemek amacıyla toplanmıştır. Kongrede Doğu Anadolu'nun Türklüğünü korumak ve bölgedeki işgallere karşı direnişi örgütlemek için kararlar alınmıştır. Bu kongre, Doğu Cephesi'nde Milli Mücadele'nin ilk adımlarından biri olarak kabul edilir.
- Kâzım Karabekir Paşa ve 15. Kolordu: Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Erzurum'a gönderilen Kâzım Karabekir Paşa, Doğu Cephesi'nde önemli bir liderlik rolü üstlenmiştir. Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu, bölgedeki Ermeni işgaline karşı mücadele etmiş ve başarılı askeri operasyonlar yürütmüştür.
- Sarıkamış Harekâtı (20 Eylül 1920): Ermeniler, Sarıkamış ve çevresinde büyük bir işgal başlatmışlardı. Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Türk kuvvetleri, Sarıkamış'ı geri almak için bir harekât başlattı ve başarılı oldu. Bu harekât, Doğu Cephesi'nde Türk kuvvetlerinin moralini yükseltmiş ve bölgedeki Ermeni ilerleyişini durdurmuştur.
- Kars ve Gümrü'nün Geri Alınması (30 Ekim - 7 Kasım 1920): Türk kuvvetleri, Kars ve Gümrü'yü Ermeni işgalinden kurtarmak için harekete geçti. Kars, 30 Ekim 1920'de; Gümrü ise 7 Kasım 1920'de Türk kuvvetleri tarafından geri alındı. Bu başarılar, Doğu Cephesi'nde Türk kuvvetlerinin kontrolü yeniden ele geçirmesinde önemli rol oynamıştır.
- Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920): Doğu Cephesi'nde Türk kuvvetlerinin zaferi sonucunda Ermenistan ile Gümrü Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Ermenistan, Doğu Anadolu'daki Türk topraklarını tanımış ve bölgede barış sağlanmıştır. Gümrü Antlaşması, Milli Mücadele'nin ilk uluslararası başarısı olarak kabul edilir ve Doğu Cephesi'nde savaşın sona ermesini sağlamıştır.
Doğu Cephesi'nin Milli Mücadeleye katkılarını ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
- Doğu Anadolu'nun Savunulması: Doğu Cephesi'ndeki mücadele, Doğu Anadolu'nun Ermeni işgalinden kurtarılmasını ve Türk nüfusunun güvenliğinin sağlanmasını başarmıştır.
- Milli Mücadele'nin Meşruiyeti: Doğu Cephesi'nde elde edilen zaferler, Türk Kurtuluş Savaşı'nın meşruiyetini ve uluslararası alanda tanınmasını sağlamıştır.
- Güney ve Batı Cephelerine Destek: Doğu Cephesi'nde elde edilen başarılar, Türk kuvvetlerinin moralini yükseltmiş ve diğer cephelerdeki mücadeleye destek olmuştur.
- Gümrü Antlaşması ile Diplomatik Başarı: Gümrü Antlaşması, Milli Mücadele'nin ilk diplomatik zaferi olarak kabul edilir ve Türkiye'nin uluslararası alanda tanınmasına önemli bir katkı sağlamıştır.
Güney Cephesi
Güney Cephesi'nde Fransız ve Ermenilere karşı savaşlar yapıldı. Adana, Antep, Maraş ve Urfa cephelerinde önemli mücadeleler verildi. Bu cephe savaşları, Fransızlarla yapılan Ankara Anlaşması ile sona erdi ve güney sınırlarımız belirlendi. Güney Cephesi’nin önemini ve cephede yaşanan önemli gelişmeleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918): Bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasının ardından imzalanmış ve Osmanlı topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesine zemin hazırlamıştır. Güney Anadolu'da Fransızlar ve onların desteklediği Ermeni çeteleri işgallere başlamıştır.
- Fransız İşgali: Güney Anadolu'nun stratejik ve zengin kaynaklara sahip bölgeleri, özellikle Adana, Antep (Gaziantep), Maraş (Kahramanmaraş) ve Urfa (Şanlıurfa) Fransız işgali altına girmiştir. Fransızlar, bölgede Ermeni çetelerini destekleyerek kontrol sağlamaya çalışmıştır.
- Adana ve Çukurova Bölgesi: Fransız kuvvetleri Adana ve Çukurova bölgesini işgal etti. Bu işgale karşı Türk halkı direnişe geçti. Adana ve çevresinde direnişi örgütlemek amacıyla Kilikyalılar Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet, bölgedeki işgale karşı mücadele etti.
- Maraş (Kahramanmaraş) Savunması: 31 Ekim 1919'da Fransız askerlerinin Türk kadınlarına saldırısı sonucu Sütçü İmam adlı bir yerli kahraman, işgalcilere karşı ilk kurşunu attı. Bu olay, Maraş'ta geniş çaplı bir direnişin başlamasına neden oldu. Türk halkı, Fransız işgaline karşı büyük bir direniş gösterdi. 21 Ocak 1920'de başlayan çatışmalar sonucunda 12 Şubat 1920'de Maraş işgalden kurtarıldı. Bu zafer, Maraş'a "Kahraman" unvanının verilmesine vesile oldu.
- Antep (Gaziantep) Savunması: Antep, Fransız kuvvetleri tarafından kuşatıldı. Antep halkı, yiyecek ve cephane sıkıntısına rağmen büyük bir direniş gösterdi. 1 Nisan 1920'de başlayan direniş, 9 ay sürdü. Antep halkı, bu süre boyunca büyük fedakarlıklarla mücadele etti. Antep'in bu direnişi, Türk halkının gözünde büyük bir saygı kazandı ve TBMM tarafından Antep'e "Gazi" unvanı verildi.
- Urfa (Şanlıurfa) Savunması: Fransız kuvvetleri Urfa'yı işgal etti. Urfa halkı, bu işgale karşı direniş gösterdi. 11 Nisan 1920'de Urfa halkı, işgalcilere karşı büyük bir zafer kazandı ve Fransız kuvvetlerini şehri terk etmek zorunda bıraktı. Urfa'nın bu zaferi, Türk Kurtuluş Savaşı'nda önemli bir moral kaynağı olmuştur.
- İnönü Savaşı ve Güney Cephesi: Güney Cephesi'nde elde edilen başarılar, Batı Cephesi'nde de etkisini göstermiştir. İnönü Savaşı'nda düzenli orduya geçişin sağlanması, Güney Cephesi'ndeki direnişin moral desteğiyle güçlenmiştir.
- Fransızlarla Ankara Antlaşması (20 Ekim 1921): Ankara Antlaşması, Türkiye ile Fransa arasında imzalanmış ve Güney Cephesi'ndeki çatışmalara son vermiştir. Bu antlaşma ile Fransızlar, işgal ettikleri bölgeleri Türkiye'ye geri bırakmışlardır. Bu anlaşma, Milli Mücadele'nin diplomatik zaferlerinden biri olarak kabul edilir.
Güney Cephesi'nin Milli Mücadeleye katkılarını ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
- Milli Mücadele'nin Moral ve Direniş Gücü: Güney Cephesi'nde elde edilen zaferler, Türk halkının moralini yükseltmiş ve milli mücadelenin diğer cephelerindeki direnişe destek olmuştur. Güney Cephesi'ndeki başarılar, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik konusundaki kararlılığını pekiştirmiştir.
- Halkın Desteği ve Katılımı: Güney Cephesi'ndeki direniş hareketleri, halkın milli mücadeleye olan desteğini artırmış ve halkın milli mücadelenin aktif bir parçası olmasını sağlamıştır.
Batı Cephesi
Batı Cephesi'nde Kuvay-ı Millîye’den düzenli orduya geçiş sağlandı ve Yunanlılarla önemli muharebeler yapıldı. I. ve II. İnönü Muharebeleri, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz bu cephede kazanılan önemli zaferlerdir. Batı cephesinin önemini ve cephede yaşanan önemli gelişmeleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Yunan İşgali: 15 Mayıs 1919'da Yunan kuvvetlerinin İzmir'i işgali ile başlayan süreç, Batı Anadolu'nun Yunan işgaline uğramasına yol açtı. Yunanlılar, İzmir'den başlayarak Batı Anadolu'da ilerlemeye başladılar.
- Kuvay-ı Millîye: İlk direniş hareketleri, Kuvay-ı Millîye birlikleri tarafından başlatıldı. Bu yerel direniş grupları, işgalci kuvvetlere karşı mücadele ettiler ve düzenli ordunun kurulmasına zemin hazırladılar.
- I. İnönü Muharebesi (6-10 Ocak 1921): Savaşın nedeni Yunan kuvvetlerinin Eskişehir ve Afyonkarahisar yönünde ilerlemesiydi. İsmet İnönü komutasındaki Türk kuvvetleri, Yunan ilerlemesini durdurdu. Bu muharebe, düzenli ordunun ilk başarısı olarak kabul edilir. Savaşın sonucunda Türk ordusunun moral ve motivasyonu arttı. TBMM'nin otoritesi güçlendi ve Londra Konferansı'nın toplanmasına zemin hazırlandı.
- II. İnönü Muharebesi (23-31 Mart 1921): Nedeni Yunan kuvvetlerinin tekrar taarruza geçmesiydi. İsmet İnönü komutasındaki Türk kuvvetleri, Yunan taarruzunu bir kez daha durdurdu. Savaşın sonucunda Türk ordusunun direnci ve savaşma gücü pekişti. İtilaf Devletleri'nin Ankara Hükümeti'ni ciddiye alması sağlandı.
- Kütahya-Eskişehir Muharebeleri (10-24 Temmuz 1921): Savaşın nedeni Yunan kuvvetlerinin Ankara'ya doğru ilerlemek istemesiydi. Türk kuvvetleri, Eskişehir ve Kütahya'da geri çekilmek zorunda kaldı. Yunan kuvvetleri Sakarya Nehri'ne kadar ilerledi. Savaşın sonucunda Türk ordusu, Sakarya Nehri'nin doğusuna çekildi. Bu durum, Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkomutan olarak atanmasına yol açtı.
- Sakarya Meydan Muharebesi (23 Ağustos- 13 Eylül 1921): Savaşın nedeni Yunan kuvvetlerinin Ankara'yı ele geçirmek istemesiydi. Mustafa Kemal Atatürk'ün "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır." direktifiyle Türk kuvvetleri savunma hattı kurdu ve Yunan ilerleyişini durdurdu. Yunan kuvvetleri geri çekilmek zorunda kaldı. Bu zafer, Türk ordusunun moralini ve savaşma azmini artırdı. TBMM'nin otoritesi pekişti ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın kaderi değişti. Atatürk'e "Gazi" unvanı ve mareşallik rütbesi verildi.
- Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi (26 Ağustos- 9 Eylül 1922): Savaşın amacı Yunan kuvvetlerinin Anadolu'dan tamamen çıkarılmasıydı. 26 Ağustos 1922'de başlayan Büyük Taarruz ile Türk ordusu, Afyonkarahisar-Eskişehir hattında büyük bir taarruz başlattı. 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da kesin bir zafer kazanıldı. Bu zafer Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak anıldı. Yunan kuvvetleri büyük bir yenilgiye uğradı ve İzmir'e kadar çekildi. 9 Eylül 1922'de Türk ordusu İzmir'e girdi ve İzmir kurtarıldı. Bu zafer, Kurtuluş Savaşı'nın fiilen sona ermesini sağladı.
- Mudanya Ateşkes Antlaşması (11 Ekim 1922): Savaşın sona ermesiyle barış görüşmelerine zemin hazırlanmış oldu. Mudanya'da yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye ile İtilaf Devletleri arasında ateşkes sağlandı. Yunan kuvvetleri Doğu Trakya'dan çekildi. İstanbul ve Boğazlar, TBMM'nin kontrolüne geçti. Bu antlaşma, Lozan Barış Antlaşması'na giden sürecin başlangıcı oldu.
Batı Cephesi'nin Milli Mücadeleye katkılarını ise aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
- Bağımsızlık ve Egemenlik: Batı Cephesi'nde elde edilen zaferler, Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinde önemli dönüm noktaları olmuştur.
- Milli Birlik ve Beraberlik: Bu cephedeki mücadeleler, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesini sağlamış ve milli mücadeleyi güçlendirmiştir.
- Diplomatik Başarılar: Batı Cephesi'nde elde edilen zaferler, Türkiye'nin uluslararası alanda tanınmasını ve diplomatik başarılar elde etmesini sağlamıştır.
- Cumhuriyet'in Kuruluşu: Batı Cephesi'nde kazanılan zaferler, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna zemin hazırlamış ve bağımsız bir devlet olarak tanınmasını sağlamıştır.