6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında başta depremin etkili olduğu 11 şehirdeki çocuklar olmak üzere ülke genelinde çok sayıda çocuk için zorlu ve travmatik bir süreç başladı. Çocukların bu travmayı atlatıp günlük rutinlerine dönebilmeleri için yapılan çalışmalar da hızlandı. Özellikle deprem bölgesinde düzenlenen etkinliklerle ve bölgeye gönderilen yardımlarla depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için çalışmalar yürütülmeye devam ediyor.
Bundan sonraki süreçte de uzun vadeli desteklerle çocukların psikolojik ve sosyal ihtiyaçları karşılanmalı. Bunun için MEB tarafından hazırlanan destek planı ve özel eğitim kurumlarının sunduğu burs destekleri gibi çalışmalar depremzede çocukların normal hayat akışına dönmelerini sağlamak açısından büyük önem taşıyor.
Yazımızın devamından deprem sonrasında çocuklara destek olmak amacıyla hayata geçirilen destek programları, etkinlikler ve eğitim olanaklarıyla ilgili bilgi edinebilirsiniz.
İçindekiler
Deprem Sonrası Çocuklar için Destek ve Rehberlik Programlarının Önemi
Deprem sonrası çocuklara psikososyal destek sağlamak amacıyla hazırlanan destek ve rehberlik programları, çocukların şu an ve gelecekte yaşayabileceği sorunların önüne geçme konusunda önem taşır. Erken çocukluk döneminde üstü örtülen olaylar yetişkinlikte bazı problemlere yol açabilir. Öte yandan kekemelik, depresyon gibi sorunlar da erken veya geç dönemde ortaya çıkabilir. Çocuklara güvenli bir dünyada rutinlerini sürdürebilecekleri ve hayata pozitif bir şekilde devam edebilecekleri hissettirilmelidir. Bu açıdan devlet, STK’lar ve ilgili kurumlar tarafından düzenlenen destek ve rehberlik programları, çocuklardaki deprem travmasının aşılmasında oldukça önemli bir yere sahiptir.
Deprem Sonrası Çocukların Sosyal ve Duygusal İhtiyaçları Nelerdir?
Depremden etkilenen yetişkinlerde ve çocuklarda bazı duygu durumu bozuklukları meydana gelebilir. Medya kaynağıyla dolaylı olarak deprem görüntülerine uzun süre maruz kalan yetişkinlerde bile ortaya çıkabilen kaygı bozukluğu, öfke kontrolü gibi problemler çocuklarda daha yoğun hissedilebilir. Özellikle depremi birebir yaşayan çocuklarda depremin psikolojik etkileri çok daha baskın bir şekilde ortaya çıkabilir. Deprem psikolojisiyle çocukların bilinçaltındaki karanlık, canavar, hayalet, hapis gibi kavramlara karşı korkular artabilir. Dolayısıyla deprem sonrası çocukların sosyal ve duygusal anlamda bazı ihtiyaçları ortaya çıkar. Bu ihtiyaçların bir kısmını şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Güvenli bir sosyal ve fiziki ortam.
- Şefkatli ve sakin bir yaklaşım.
- Fiziksel sınırlara uygun ve çocuğun ihtiyacı kadar beden teması.
- Duygularını aktarabilecekleri oyunlar, el işi faaliyetleri ve etkinlikler.
- Deprem konusundan uzaklaşmak, ilgi odağını başka alanlara çevirmek.
- Yaşı uygun olup merak eden çocuklara yaşanan olayların çocuk psikolojisine uygun yalın bir dille anlatılması.
- Sorularının ve ihtiyaçlarının geçiştirilmemesi.
- Olumsuz atmosferden çıkıp, oyun ortamına dahil olmak.
- Yetişkinler tarafından büyük söz ve vaatlerin verilmemesi.
Deprem Sonrası Çocukların Sosyal ve Duygusal İhtiyaçları Nasıl Karşılanır?
Deprem sonrası çocuklarda oluşan sosyal ve duygusal ihtiyaçları karşılamak için hem velilerin hem de eğitmenlerin uygulayabileceği bazı yöntemler mevcuttur. Bununla birlikte tüm toplumun depremzede çocukların sosyal hayata kazandırılması konusunda bilinçli olması gerekir. Yaşanan doğal afeti çocuklara uygun bir dille anlatmak, onların yanında negatif söylemlerden kaçınmak ve çocukları depremle alakalı medya görüntülerine yoğun bir şekilde maruz bırakmamak, bütün toplumun hedefleri arasında olmalıdır. Depremden sonraki süreç yalnızca birkaç haftayla sınırlı olmadığı için, bu konuda toplumun uzun süreli olarak bilinçli bir tutum sergilemesi önem taşır. Birebir çocuklarla iletişim halindeki veli, eğitmen grubu ve aile, komşu, akraba gibi ikinci derece yakınlar ise deprem sonrası dönemde çocukların sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için şu adımları izleyebilir:
- Yaşanan deprem, çocuklara yabancı bir kavramdır. Anlayıp, zihinlerinde bir yere konumlandıramadıkları için strese girebilirler. Depremi konuşmaktan kaçmak yerine, sade bir anlatımla depremi anlamlandırmalarına yardımcı olmak gerekir.
- Rutinler, çocukların psikolojisinde önemli bir yer tutar. Olabildiğince rutinlerini korumak ve yeni oluşacak rutinlerinde normal hayat düzenine uygun uygulamalara yer vermek gerekir.
- 3 - 12 yaş aralığındaki çocuklar yaşadıklarını ve duygularını sözlü olarak anlatmak yerine resim, boyama yaparak ifade etmeye daha yatkın olabilirler. Bu tarz aktiviteleri çoğaltmak için boya, kitap, defter, kalem, oyun hamuru gibi gereçlere ulaşmaları kolaylaştırılmalı, sanat etkinlikleri için gerekli vakit ve ortam sağlanmalıdır.
- Depremzede çocukların en büyük eksikliklerinden biri güven duygusudur. Güven eksikliğini yerine getirmek açısından eğitim rutinini yeniden oluşturmak da önem taşır. Mekânsal açıdan fiziki şartlar yerine getirildiğinde hızlı bir şekilde eğitim rutinine geri dönülmesi önerilir.
- Psikososyal destek alanında devletle iş birliği yapılmalı, deprem sonrası süreç devletin çocuklar için hazırladığı psikososyal destek programına uygun şekilde atlatılmalıdır.
- Okul öncesi çocuklar, olayları farklı şekillerde yorumlayabilir. Yaşananları kendi suçu olarak görebilir. Bu tarz durumlara karşın düşünceleri açık açık konuşmakta fayda vardır.
- Yakınlarını kaybeden çocuklara "ölüm" kavramını dramatize etmeden gerçekçi bir şekilde ve tabii ki yaşına uygun bir dille anlatmak gerekir. Çocuklar ölümün geri dönüşü olmayan bir şey olduğunu her zaman anlamayabilir. Onlara ölen kişinin geri gelmeyeceğini ancak kendisinin onu sevmeye devam edebileceğini uygun bir şekilde anlatmak gerekir. Bu anlamda uzman desteği ve yönlendirmesiyle hareket edilmesi daha doğru olur.
MEB Psikososyal Destek Programları
Millî Eğitim Bakanlığı bünyesindeki Ulusal Psikososyal Destek Ekibinde bulunan rehberlik danışmanları ve iki adet daire başkanı, deprem sonrasında "Psikososyal Destek Müdahale Ekibi" olarak devreye girdi. Bu kapsamda afet bölgesi ilan edilen 11 şehirde aktif olarak saha çalışmalarına başlandı. Ayrıca yine MEB’e bağlı olan Psikososyal Koordinasyon Birimi tarafından başta deprem bölgesindekiler olmak üzere, ülke genelindeki tüm öğrenci, öğretmen ve velileri kapsayan, detaylı bir eylem planı oluşturuldu. Bu eylem planında yapılması gerekenler teker teker aşamalandırıldı. Bu aşamaların okullarda sırasıyla izlenmesi ve yapılan eğitimin de sisteme kaydının yapılması istendi. Özel koruma statüsündeki öğrencilere gerekli görülürse tercüman desteğinin talep edilmesi, özel durumu olan öğrenciler için de uygun eğitmen desteğinin alınması istendi. Aşamalandırılan eylem planındaki aşamalar ve içerikleri şu şekilde:
- 1. Aşama Çalışmalar: Depremden direkt olarak etkilenen öğrenci, öğretmen ve veliler ile Psikolojik İlk Yardım çalışmalarının yapılması ilk aşamada yer alır.
- 2. Aşama Çalışmalar: Öğretmen ve veliler için hazırlanan eğitim programları uygulanır.
- 3. Aşama Çalışmalar: Öğrenciler için hazırlanmış olan "Deprem Sonrası Psikoeğitim Programı" hayata geçirilir.
- 4. Aşama Çalışmalar: Öğretmenlere "kayıp ve yas" konulu eğitimler verilir.
- 5. Aşama Çalışmalar: Veliler için hazırlanan "kayıp ve yas" eğitimleri tamamlanır.
- 6. Aşama Çalışmalar: Bu aşamada gerekli öğrencilere "Yas Psikoeğitim Programı" uygulanır. Depremden yüksek düzeyde etkilenen öğrenciler için hazırlanan Psikoeğitim Programı- Yas programı devreye sokulur.
- 7. Aşama Çalışmalar: Gerekli görüldüğü takdirde okullardaki eğitmen ve rehber öğretmenlerine, öğrenciler için hazırlanmış olan Travma Sonrası Grup Temelli Müdahale Programı’na dair eğitim verilir.
- 8. Aşama Çalışmalar: 7. Aşamada öğretmenlere verilen Travma Sonrası Grup Temelli Müdahale Programı eğitimi doğrultusunda ihtiyaç duyan öğrencilere bu program eğitmenler tarafından uygulanır.
Deprem Bölgesinde Sunulan Kültürel ve Sanatsal Etkinlikler Neler?
Deprem bölgesindeki çocukların çoğu gece saatlerinde yatağında uyurken yaşadıkları büyük sarsıntı sonucunda depremle tanıştı. Ailesiyle birlikte yüksek kaygı ve stres ortamına maruz kalarak depremden kaçan çocukların yanı sıra depremde evi yıkılanlar ve enkaz altında kalanlar da oldu. Çocuklara bu olumsuz deneyimleri unutturmak ve onları pozitif bir ortama taşımak yetişkinler için oldukça önemli. Bu bağlamda, depremin izleri belli yaş gruplarının hafızalarına kazınmış olsa da bu izleri olabildiğince silmek, etkilerini en aza indirmek için kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlenmeye başlandı. Çocuklar için deprem bölgesinin yakınlarındaki güvenli bölgelerde oyun çadırları ve geçici kreşler kuruldu. Eğitmenler bu alanlarda çocuklarla çeşitli aktiviteler yaparak çocukları eğlendirme ve deprem psikolojisinden çıkarma çalışmalarına başladı. Ülke genelinde birçok noktada depremzede çocuklarda travmanın etkisini azaltmak üzere rengarenk, balonlarla ve oyuncaklarla dolu çadırlar hazırlandı. Bu çadırlarda depremzede çocuklarla sinema gecesi, yüz boyama, oyun hamuru, el işi kağıtlarıyla yapılan sanatsal çalışmalar gibi etkinlikler düzenlenmektedir. Bunlara ek olarak belediyelerin ve yardımseverlerin sunduğu desteklerle de pek çok farklı etkinlik yapılmaktadır.
Deprem Sonrası Çocuklar için Eğitim Fırsatları
Deprem bölgesinde yaşayan ve afet atlatan çocukların eğitimlerine devam etmesi psikolojik ve sosyal gelişimleri açısından son derece önemlidir. Depremde birçok öğrenci ailesini ve sevdiklerini kaybetmiş, deprem nedeniyle travmatize olmuştur. Bu öğrencilerin hayata geri kazandırılması ve eğitimlerinin sürdürülmesi için hem devlet hem de özel eğitim kuruluşları destek faaliyetleri yürütmektedir. Bu kapsamda Türkiye’nin dört bir yanında bulunan özel okullar, depremzede çocukların eğitimi için çeşitli burs imkanları sundu. "Misafir Öğrenci" adı verilen bir platform aracılığıyla özel okulların depremzede öğrencilere sundukları burs olanaklarıyla ilgili bilgi edinmek mümkün. "Misafir öğrenci sistemi" üzerinden söz konusu okullara ait kontenjan ve iletişim bilgisine erişebilirsiniz.