Atatürk'ün Hayatı Hakkında Merak Edilenler

Atatürk'ün Hayatı Hakkında Merak Edilenler

  • 11.08.2022

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı savaşlarla ve büyük zaferlerle geçmiştir. Atatürk'ün genç nesillere her daim örnek olan yaşam öyküsü, hemen her yaştan insan tarafından merak edilir. Atatürk hayatı kısaca ele alınırsa 1881 yılında, o zaman Osmanlı Devleti sınırları içerisinde bulunan ancak günümüzde Yunanistan'ın bir şehri olan Selanik'te doğar. Askeri okullarda okuduktan sonra Osmanlı ordusuna katılan Mustafa Kemal, pek çok cephede savaşır. Özellikle Çanakkale Savaşı'ndaki başarılarıyla öne çıkan bir komutan olan Kemal Paşa, bu dönemde tanınan bir asker olur. 1919 yılına gelindiğinde işgal altındaki Anadolu'yu düşmandan temizlemek için Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı'nı da başlatır. İşgal güçlerini ülkeden kovan Türk Ordusu'na başkumandanlık yapan ve 1923 yılında cumhuriyeti kuracak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne de önderlik eden Atatürk, ülkenin modernleşmesi ve kalkınması adına birçok yeniliğe imza atar. Ulu Önder, 1938 yılının 10 Kasım günü, Dolmabahçe Sarayı'ndaki odasında hayatını kaybeder. Özet olarak yapılan bu girişten sonra Atatürk hayatı kronolojik sıralama ile yazımızda detaylı olarak ele alınmıştır.

Atatürk'ün Çocukluğu

Atatürk'ün Çocukluğu

Atatürk'ün 1881 yılında Selanik'te dünyaya gözlerini açtığı ev, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım'ın evladı olarak dünyaya gelen küçük Mustafa, bebekliğini ve çocukluğunu bu evde geçirir. Bu ailenin, Mustafa'dan başka dört çocuğu daha olur. Buna karşın doğan çocuklardan Mustafa ile birlikte sadece Makbule hayata devam edebilir. Atatürk çocukluğu boyunca sokaklarda oyunlar oynar ve güçlü karakter özelliklerini küçük yaşlardan itibaren belli eder. Bu da öğrenim görecek yaşa geldiğinde ise annesi ve babası arasında küçük bir anlaşmazlık ortaya çıkmasına sebep olur.

Atatürk'ün Eğitim Hayatı

Atatürk'ün Eğitim Hayatı

Küçük Mustafa okula gidecek yaşa eriştiğinde, annesi Zübeyde Hanım, oğlunun geleneksel eğitim veren Hafız Efendi mektebine gitmesini ister. Oysa Mustafa'nın babası Ali Rıza Bey, oğlunun dönemin modern eğitim veren kurumlarından biri olan Şemsi Efendi mektebine gitmesini istemektedir. Yine de annenin dediği olur ve Mustafa ilk başta dualarla Hafız Efendi mektebine başlar. Bundan çok kısa bir süre sonra, baba Ali Rıza Bey'in istediği gibi Şemsi Efendi mektebine geçen Mustafa, ilköğrenimini bu okulda tamamlar. Bu yıllarda babasını kaybeden Mustafa'nın eğitim hayatı kısa bir süre kesintiye uğrar. Bir süre annesi ve kardeşiyle dayısının çiftliğinde yaşamak zorunda kalan Mustafa, daha sonra Selanik'e dönerek eğitimini tamamlar.(1)

İlköğrenimini tamamlayan Mustafa, eğitimine devam etmek için Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydolur. Ardından çok kısa bir süre sonra Askeri Rüştiye'ye geçiş yapar ve hayatını değiştirecek askerlik mesleği için ilk adımını atmış olur. Küçük Mustafa bu okulda, saygı duyduğu Matematik Hocası Mustafa Bey'den Kemal adını alır ve Mustafa Kemal adıyla anılır olur.(2) Selanik Askeri Rüştiye'sini bitiren Mustafa Kemal Bey, 1896 yılında ise Manastır Askeri İdadisine başlar.

Bu okulda geçen yıllarında edebiyata ve hitabet sanatına olan ilgisi her geçen gün gelişen Mustafa Kemal Bey, tarihle, özellikle de Türk tarihi ile yakından ilgilenmeye başlar. 1899 yılında Manastır Askeri İdadisinden mezun olan Kemal Bey, İstanbul'a, Harp Okuluna kaydını yaptırır.

Harp Okulunda okumak için İstanbul'a, o zamanki isimlendirme ile Payitaht'a gelen Mustafa Kemal Bey, piyade okulunda öğrenim görmeye başlar. Bu yıllar Mustafa Kemal Bey ve arkadaşlarının hürriyet fikirlerinden etkilendiği ve bu fikirleri yaymak için gizli gazete çıkardıkları heyecanlı dönemlere sahne olur. 1902 yılına gelindiğinde ise Mustafa Kemal Bey, Harp Okulundan parlak bir öğrenci olarak ve teğmen rütbesiyle mezun olur. Aynı yıl Harp Akademisine giren Mustafa Kemal, bir yıl sonra sınıfını geçerek üsteğmen olur. 1905 yılının 11 Ocak günü ise Harp Akademisinden yüzbaşı rütbesiyle mezun olur ve askerlik mesleğine resmi olarak başlar.(3)

Atatürk'ün Askerlik Hayatı

Atatürk'ün Askerlik Hayatı

Atatürk hayatı ele alındığında askerlik hayatının son derece önemli bir yer tuttuğu görülür. Askeri okullarda okurken özgürlükçü fikirleri sebebiyle dikkatleri üzerine çeken Mustafa Kemal Bey, okuldan mezun olduktan sonra bir süre gözlem altında tutulur. Onun bu fikirlerin etkisiyle aşırı işlere girişmesinden çekinen dönemin askeri ileri gelenleri, 1905 yılına gelindiğinde ise Mustafa Kemal'i Şam'daki Beşinci Ordu'nun emrine vermeyi uygun bulur. Şam'a giden Mustafa Kemal, buradaki arkadaşlarıyla gizli Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurarak, devlet ileri gelenlerinin ondan çekinmekte haklı olduklarını ispat eder. Bu gizli cemiyet belirli bir olgunluğa ulaşır ve Kudüs, Beyrut ve Yafa şehirlerinde de şubeleri açılır.(4)

1906 yılında gizlice doğduğu şehre, Selanik'e giden Mustafa Kemal, burada gizli cemiyetin bir şubesini daha açar. Vatan ve Hürriyet Cemiyeti, daha sonra Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'ne katılır, bu cemiyet de 1907 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşir. Aynı yıl Mustafa Kemal de Kolağası yani Kıdemli Yüzbaşı rütbesine yükselir.

Kolağası olarak Manastır şehrinde bulunan Üçüncü Ordu'ya atanan Mustafa Kemal Paşa, bu sayede karargâhın Selanik'teki şubesinde çalışmaya başlar. 1909 yılında, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kararıyla, Trablusgarp şehrindeki huzursuzluğu bastırmak için memur edilir. Bu şehirde devlet otoritesinin yeniden tesis edilmesine yardımcı olan Mustafa Kemal, yeniden Selanik'e döner.

Tarihte 31 Mart Vakası olarak bilinen hadisenin üzerine 1909 yılında Hareket Ordusu ile İstanbul'a hareket eden Mustafa Kemal, buradaki gerici ayaklanmanın bastırılmasında etkin rol oynar.(5) 1911 yılına gelindiğinde ise Trablusgarp Savaşı'na gönüllü olarak katılan Mustafa Kemal, bu sırada binbaşı rütbesine de terfi eder. Trablusgarp'ta İtalyan işgalcilere karşı başarılı bir mücadele veren Mustafa Kemal, Balkan Savaşları patlak verince, bu bölgeye gider. 21 Temmuz 1913 yılında, Mustafa Kemal'in kurmay başkanlığını yaptığı kolordu, Edirne'yi Bulgar işgal kuvvetlerinden kurtarır. Mustafa Kemal, aynı yıl içerisinde Sofya'ya askeri ataşe sıfatıyla atanır. 1914 yılına gelindiğinde ise yarbaylık rütbesine terfi eder.

Takvimler 1915 yılını gösterdiğinde ise Birinci Dünya Savaşı patlak verir. O dönemdeki adlandırmasıyla Cihan Harbi, hem Mustafa Kemal'in hem de Osmanlı Devleti ve Türk halkının kaderinde büyük rol oynar. Savaşın başlamasıyla üstlerine bizzat başvuran ve cephede aktif bir görev isteyen Mustafa Kemal Paşa, 3. Kolordu'da görevlendirilir. Bu savaşların Türk tarihi açısından en kritik aşamasını ise Çanakkale Deniz Savaşları oluşturur. İngiliz ve Fransız donanmalarının büyük gücüyle Çanakkale'yi geçip Marmara'ya girmek isteyen İtilaf Devletleri, gördükleri direniş karşısında şaşkına döner. Deniz harekâtında başarı kaydedemeyen İtilaf güçlerinin kara çıkartması, Mustafa Kemal Paşa'nın komuta ettiği 19. Tümen tarafından Conkbayırı'nda durdurulur. Bu büyük başarı sonrası albay rütbesine yükselen Mustafa Kemal Paşa, tüm gazetelerin birinci sayfasında yer alır ve halk arasında adı kahraman bir asker olarak anılmaya başlar. 9-10 Ağustos 1915 günlerinde Anafartalar Zaferi ve takip eden bir dizi başarılı savaşı kazanan Mustafa Kemal Paşa komutasındaki ordu, Çanakkale'de tarih yazar. Mustafa Kemal'in Çanakkale cephesinde askerlerine hitaben söylediği “Ben size taarruz değil ölmeyi emrediyorum” sözü de tarihe geçer.(6)

Çanakkale Savaşları'ndan sonra, önce Edirne'de ardından da Diyarbakır'da görev yapan Mustafa Kemal, 1916 yılı Nisan ayında tümgeneral rütbesine terfi eder. Bu bölgede Rus işgali altındaki Bitlis ve Muş'un geri alınmasında kritik roller oynar. 1917 yılına gelindiğinde ise İstanbul'a döner. Aynı yıl, Veliaht Vahdettin Efendi'yle birlikte Almanya'ya yapılan geziye katılır, askeri incelemelerde bulunur. Bu seyahat sonrası hastalanan Mustafa Kemal Paşa, önce Viyana ardından da Karlsbad'da tedavi görür.(7)

Tedavisinin ardından 1918 yılında Yedinci Ordu Komutanı olarak atanan Mustafa Kemal Paşa, Halep'te İngiliz kuvvetleriyle çarpışmalara katılır. 1918 yılında imzalanan Mondros Mütarekesi'nin ardından ise yeniden İstanbul'a döner ve Harbiye Nezareti'nde göreve başlar.

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını Başlatması

Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını Başlatması

Mustafa Kemal Atatürk hayatı 1919 yılında sonsuza kadar değişir. Bu değişim bir ulusun kaderinin de yeniden yazılmasına sebep olur. Mondros Mütarekesi sonrası İtilaf Devletleri'nin ülkeyi işgale başlaması, Mustafa Kemal Paşa'yı harekete geçmeye zorlar. Karadeniz Bölgesindeki karışıklığı gidermek üzere Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen ve 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Bandırma Vapuru ile hareket eden Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs günü Samsun'a ayak basar.(8) Bu tarihten sonra bir dizi yerel kongre ile direnişi örgütleyen Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış olur.

Kongreler sürecinde askerlikten istifa etmek durumunda kalan Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919 günü, sivil bir direniş önderi olarak, Kurtuluş Savaşı'nın merkezi olacak Ankara'ya gelir. Burada hem savaşı yöneten hem de yeni devleti kurma çalışmaları yapan Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulmasıyla en önemli hedeflerinden birini gerçekleştirmiş olur.

Kurtuluş Savaşı'nı kazanarak işgale son veren ve bağımsızlığını ilan eden genç Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde hem ekonomik hem de toplumsal bir atılımın içerisine girer. 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile uluslararası arenada da bağımsızlığı tanınan yeni Türk devleti, 29 Ekim 1923'te de cumhuriyeti ilan edilmesiyle kuruluşunu tamamlamış olur.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Özel Yaşamı

Mustafa Kemal, 1934 yılında çıkan soyadı kanunu sonrasında, aynı yılın 24 Kasım günü “Atatürk” soyadını aldı. Atatürk'ün hayatı ile ilgili bilgiler incelendiğinde Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildiği, 1923 yılında Cumhuriyet ilan edilince ise ilk cumhurbaşkanı olarak seçildiği görülür. Bu göreve 1927, 1931 ve 1935 yıllarında tekrar seçilir.

Hayatı mücadele içerisinde geçen Atatürk, özel yaşamında sade bir devlet adamı portresi çizer. 29 Ocak 1923 günü Latife Hanım'la evlenir. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 günü sona erer. Çocuklara karşı her zaman özel ilgisi olan Atatürk, Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat olarak kabul etti. İhsan ve Abdurrahim adlı çocukları da himayesine aldı. Atatürk'ün hayatı ile ilgili fotoğraflar incelendiğinde de çocuk sevgisini gösteren birçok kare görmek mümkündür.

Bir ulusun kaderini değiştiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat 9'u 5 geçe Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Dünyanın dört bir tarafından devlet insanlarının da katıldığı görkemli bir cenaze merasimiyle İstanbul'dan Ankara'ya getirilen Atatürk'ün naaşı, geçici durağı olan Etnografya Müzesi'nde tutuldu. 1953 yılında Anıtkabir inşaatının tamamlanmasından sonra ise ebedi istirahatgâhına nakledildi.

Atatürk'ün Kaleme Aldığı Kitaplar

Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınan kitaplar şunlardır:

  • Nutuk
  • Geometri
  • Karlsbad Hatıraları
  • Takımın Muharebe Talimi
  • Vatandaş için Medeni Bilgiler (Afet İnan ile birlikte)
  • Cumalı Ordugahı
  • Birinci Tabiye Meselesinin Halli
  • Bölüğün Muharebe Talimi
  • Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler
  • Zabit ve Kumandan ile Hasbihal
  • Taktik Tatbikat Gezisi-1
  • Talim ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar 

 Kaynaklar:

https://www.meb.gov.tr/ataturk/Hayati/    (1)

https://www.academia.edu/   (2)

https://www.ktb.gov.tr/.   (3)

https://belleten.gov.tr/    (4)

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr   (5)

https://dergipark.org.tr/   (6)

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/    (7)

https://dhgm.meb.gov.tr/    (8)

Benzer İçerikler