Türklerin İslamiyet'i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri

Türklerin İslamiyet'i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri

  • 07.10.2024

Türklerin İslamiyet’i kabulü, tarihsel olarak önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kabul, sadece dini bir değişim değil; aynı zamanda sosyal, kültürel ve siyasi bir dönüşümü de beraberinde getirmiştir. Türkler, İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte İslam dünyasının önemli bir parçası haline gelmiş ve bu süreçte pek çok güçlü devlet kurmuşlardır. Bu yazımızda Türklerin İslamiyet’i kabulü ve ilk Türk İslam devletlerini ele alacağız.

Türklerin İslamiyet’i Kabul Süreci

Türkler, İslamiyet’i kabul etmeden önce geniş bir coğrafyada çeşitli dinlere inanmışlardır. Örneğin; Göktürkler arasında Budizm, Uygurlar arasında Maniheizm, Hazarlar arasında Musevilik ve Peçenekler ile Kumanlar arasında Hristiyanlık yaygındı. Ancak İslamiyet’in yayılmasıyla birlikte Türkler arasında bu dinin kabulü hızlanmıştır.

 

Talas Savaşı (751): Talas Savaşı, Türklerin İslamiyet ile tanışmalarının önemli bir başlangıcı olmuştur. Çinlilerle Abbasiler arasında gerçekleşen bu savaşta Türkler, Müslümanların yanında savaşmış ve bu zafer, Türkler arasında İslamiyet’in yayılmasını hızlandırmıştır.

İlk Türk İslam Devletleri

İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyları Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi’dir. Bu boylar, Karahanlı Devleti’nin kurulmasına öncülük etmişlerdir. Karahanlılar, 840 yılında Orta Asya’da kurulmuş ve ilk Müslüman Türk devleti olarak tarihe geçmiştir. Satuk Buğra Han’ın İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte Karahanlılar, İslamiyet’i resmi din olarak benimsemişlerdir​.

 

Karahanlılar (840-1212)

 

Karahanlı Devleti; Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi boyları tarafından kurulmuştur. Devletin merkezi Balasagun’dur ve bilinen ilk hükümdarı Bilge Kül Kadir Han’dır. Karahanlılar, Türk kültürünü koruyarak İslamiyet’i yaymışlardır. Yusuf Kadir Han döneminde Karahanlılar en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Satuk Buğra Han’ın Müslüman olması, Türkler arasında İslamiyet’in hızla yayılmasını sağlamıştır​.

 

Taht kavgaları ve Gaznelilerle mücadeleler sonucunda devlet, önce Doğu ve Batı Karahanlılar olarak ikiye ayrılmış; Doğu Karahanlılar Karahitaylar, Batı Karahanlılar ise Harzemşahlar tarafından yıkılmıştır.

 

Karahanlılar, Türkçeyi resmi dil olarak kullanmış ve Türkçenin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Karahanlılar döneminde Kutadgu Bilig, Divan-ı Lügatit Türk, Divan-ı Hikmet, Atabetül Hakayık gibi önemli Türk-İslam eserleri yazılmıştır. Resmi yazışma dili Farsça, halkın dili ise Türkçedir. Karahanlılar, Uygur alfabesini kullanmış ve bimarhane adı verilen hastaneler kurarak hastaları tedavi etmişlerdir.

 

Karahanlılar, ribat adı verilen kervansaraylar inşa ederek ticaretin gelişmesine katkı sağlamışlardır. İpek Yolu üzerinde bulunmaları, ticari faaliyetlerini artırmıştır. Buhara, Semerkant, Kaşgar ve Fergane önemli kültür ve ticaret merkezleri olmuştur. Karahanlılar, milli kimliklerini korumuşlardır. Karahanlıların milli benliklerini korumalarında kuruldukları coğrafi bölgede yoğun bir Türk nüfus ve kültürünün olması etkili olmuştur. 

 

Gazneliler (963-1187)

 

Gazneli Devleti, Samanilerin Türk komutanlarından Alp Tegin tarafından kurulmuştur. Gazneliler, en parlak dönemlerini Gazneli Mahmut zamanında yaşamışlardır. Hindistan’a düzenlenen 17 sefer sonucunda İslamiyet bu bölgede de yayılmıştır. Gazneli Mahmut, Abbasi halifesi tarafından “Sultan” ünvanı verilmiş ilk Türk hükümdarıdır. Dandanakan Savaşı (1040) sonrası Gazneliler zayıflamış ve Gurlar tarafından yıkılmıştır​.

 

Gazneli Mahmut, Hindistan seferleri sırasında İslamiyet’i yaymak için büyük çaba sarf etmiştir. Bu seferler, Hindistan’da İslamiyet’in yayılmasını sağlamıştır.

 

Büyük Selçuklu Devleti (1040-1157)

 

Büyük Selçuklu Devleti, Oğuzların Kınık boyu tarafından Horasan’da kurulmuştur. Selçuk Bey, Oğuz Yabgu Devleti’ne bağlı subaşı iken anlaşmazlık sonucu İran’ın Cent bölgesine yerleşmiş ve burada İslamiyet’i benimsemiştir. Selçuklular, Gaznelilerle yaptıkları Dandanakan Savaşı’nı kazanarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Tuğrul Bey’den sonra devletin başına geçen Alp Arslan, Malazgirt Savaşı’nı (1071) kazanarak Anadolu’nun kapılarını Türklere açmıştır. Bu zafer, Anadolu’da Türk hakimiyetinin başlangıcını oluşturmuştur.

 

Alp Arslan ve Melikşah dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti, en geniş sınırlarına ulaşmış ve İslam dünyasının en güçlü devleti olmuştur​. Alp Arslan’ın ardından başa geçen Melikşah, Büyük Selçuklu Devleti’ni en geniş sınırlarına ulaştırmıştır. Melikşah döneminde devlet, en güçlü dönemini yaşamıştır. Melikşah’ın ölümünden sonra yaşanan taht kavgaları sonucu devlet zayıflamış, ancak Sultan Sencer döneminde tekrar toparlanmıştır. Sultan Sencer, Gazne ve Karahanlıları yenerek geniş toprakları kontrol etmiştir.

 

Büyük Selçuklu Devleti’nde resmi dil Farsça, saray dili Türkçe, bilim dili ise Arapça olmuştur. Nizamülmülk’ün yazdığı “Siyasetname” eseri, Selçuklu yönetim anlayışını yansıtan önemli bir eserdir. Nizamülmülk tarafından kurulan Nizamiye Medreseleri, dönemin en önemli eğitim kurumlarıdır. Bu medreselerde din, hukuk, edebiyat ve bilim dersleri verilmiştir.

 

Selçuklular, ticarete büyük önem vermişlerdir. İpek Yolu üzerinde kontrol sağlayarak ticaretin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Kervansaraylar ve ticaret yolları güvenliği sağlanmıştır. Melikşah döneminde tarımın geliştirilmesi amacıyla sulama kanalları yapılmış, tarımsal üretim artırılmıştır. Selçuklular, İslamiyet’in yayılması için büyük çaba sarf etmişlerdir. Selçuklu sultanları, İslam dünyasının koruyucusu ve lideri olarak kabul edilmiştir.

 

Haçlı Seferleri, Selçuklu Devleti’ni zayıflatan önemli dış etkenlerden biri olmuştur. Hasan Sabbah liderliğindeki Bâtınilik hareketi, Selçuklu Devleti’ni içten zayıflatan önemli bir faktördür. Karahitay ve Moğol istilaları, Selçuklu Devleti’ni yıkıma sürüklemiştir. Katvan Savaşı’nda (1141) Karahitaylara yenilen Sultan Sencer’in esir düşmesi, Selçuklu Devleti’nin çöküşünü hızlandırmıştır.

Mısır’da Kurulan Türk-İslam Devletleri

Tolunoğulları (868-905)

 

Tolunoğulları, Abbasilerin Mısır valisi olan Türk komutan Tolunoğlu Ahmet tarafından 868 yılında kurulmuştur. Mısır'da kurulan ilk Türk-İslam devletidir. Tolunoğulları, Mısır ve Suriye bölgelerine hakim olmuştur. Devletin yönetici kadrosu Türklerden, halk ise Araplardan oluşmaktaydı. Maristan adını verdikleri hastaneler kurmuşlardır. Din ve mezhep farkı gözetmeksizin sosyal devlet anlayışını benimsemişlerdir. Abbasiler tarafından 905 yılında yıkılmıştır.

 

İhşidiler (Akşitler) (935-969)

 

İhşidiler, Abbasilerin Mısır valisi olan Muhammed bin Togaç (Akşit) tarafından 935 yılında kurulmuştur. İhşidiler; Mısır, Suriye ve Filistin bölgelerine hakim olmuştur. Hicaz bölgesine hakim olan ilk Türk-İslam devletidir. Tarih alanında önemli çalışmaları olan El-Kindi bu dönemde yaşamıştır. Devlet iç karışıklıklarla zayıflamış ve 969 yılında Fatımiler tarafından yıkılmıştır.

 

Eyyubiler (1171-1250)

 

Eyyubiler, Selahaddin Eyyubi tarafından 1171 yılında Fatımilere son verilerek kurulmuştur. Selahaddin Eyyubi, Hıttin Savaşı'nda I. Haçlılara karşı başarılı mücadeleler vermiş ve Kudüs'ü geri almıştır. Bu zafer, III. Haçlı Seferi'ne neden olmuştur. Mekke ve Medine'yi Eyyubi Devleti'nin sınırlarına katmıştır. Selahaddin Eyyubi, "Hadimü'l Harameyn" (Haremeyn'in Hizmetkarı) unvanını kullanan ilk hükümdardır. Selahaddin Eyyubi'nin ölmeden önce devleti hanedanın ortak malı anlayışı doğrultusunda kardeşleri arasında paylaştırması, iç karışıklıklara neden olmuş ve devlet, Memluk komutanı Aybeg tarafından 1250 yılında yıkılmıştır.

 

Memlükler (1250-1517)

 

Memlükler, Eyyubi ordusundaki Türk komutanlardan biri olan Aybeg tarafından 1250 yılında kurulmuştur. Memlükler, Moğollarla yapılan Ayn-ı Calut Savaşı'nı kazanarak Moğolların ilerleyişini durdurmuşlardır. Memlük Devleti, Bağdat’tan kovulan Abbasi halifesini himaye etmiş ve İslam dünyasının liderliğini üstlenmiştir. Memlükler, El Devletü’t Türkiye olarak anılmış ve Türkçenin gelişmesine büyük önem vermişlerdir. Memlükler, Osmanlı ile ilk olarak Yıldırım Bayezid zamanında zayıflamıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında yapılan Mercidabık Savaşı ve Ridaniye Savaşı sonucunda, 1517 yılında Osmanlı Devleti tarafından yıkılmıştır.