Skolastik düşünce, Orta Çağ Avrupa'sında yani 11. ve 14. yüzyıllar arasında hâkim olan bir felsefi akımdır. Bu akım, Bizans ve İslam filozoflarının eserlerinin Hristiyan teolojisiyle birleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Skolastik düşünce; teoloji, felsefe ve bilimin bir arada ele alındığı bir yaklaşımı benimser. En önemli unsur olarak akıl yürütme ve mantıksal argümanlar kullanılır. Skolastik filozoflar, tanrısal doğanın ve insanların varlığı hakkındaki soruları ele alır ve bunlar hakkında teolojik açıklamalar sunarlar.
Skolastik düşünce ve özellikleriyle ilgili detaylı bilgiye yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
İçindekiler
Skolastik Düşüncenin Özellikleri Nelerdir?
Orta Çağ Avrupa'sında yaygın olarak benimsenen ve öncelikli olarak Hristiyan teolojisiyle ilgili olan skolastik düşünme, ilerleyen dönemlerdeki düşünceleri de etkilemiş bir akımdır. “Skolastik düşüncenin özelliği nedir?” sorusunun cevapları şu şekilde sıralanabilir:
- Skolastik düşünceye sahip filozoflar, teolojik konuları incelemek için mantıksal argümanları kullanırlar.
- Duyularla algılanabilen ve temas edilebilen şeylerin varlığını kabul eder. Bu nedenle skolastik düşünce için tarihteki ilk seküler felsefi akım denilebilir.
- Skolastik düşünce, tanrısal doğa hakkındaki soruları ve insanların varlığı hakkındaki soruları ele alır. Bunlar hakkında teolojik açıklamalar yapar.
- Teoloji, felsefe ve bilimi bir araya getiren bir yaklaşıma sahiptir.
- Skolastik filozoflar, teolojik konuları aklın gücünü kullanarak ele alırlar.
- Skolastik felsefe, maddeyi ezeli bir varlık olarak görmez. Her şeyin bir yaratıcısı olduğu gibi evrenin de bir yaratıcısı bulunur. Evrendeki düzen, var olan her şeyin bir amacının olması gibi faktörler Tanrı’nın varlığını kanıtlar.
- Skolastik düşünme, rasyonel ve mantıksal düşünceyi öncelikli kılan bir yaklaşım benimser.
- Skolastik düşünceye sahip filozoflar, teolojik söylem kullanırlar. Bu söylemlerle tanrı ve tanrısal varlık hakkındaki soruları cevaplarlar.
- Temel ahlak felsefesinin tam tersine skolastik düşüncede geçerli olan şey, evrensel ahlak yasalarıdır. Öldürmemek, yalan söylememek, hak yememek gibi erdemler evrensel olarak kabul görür.
Skolastik Düşüncenin Ortaya Çıkış Amacı Nedir?
Skolastik düşüncenin ortaya çıkış amacı; Hristiyan teolojisi ve dini inançlar hakkındaki soruları ve tartışmaları açıklamaktır. Skolastik filozoflar, teolojik konuları rasyonel bir şekilde ele alarak tartışmaları ve soruları daha iyi anlamayı hedeflemektedir. Aynı zamanda skolastik düşünce öncesinde kilise, pozitif bilimlerin yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte insanlara daha fazla baskı yapmaya başlamıştır. Bu da skolastik görüşün yükselmesinde etkili olmuştur.
Farklı coğrafyaların ve dinlerin kendilerine özgü skolastik düşünceleri vardır. Bununla birlikte Reform, Rönesans ve Aydınlanma Dönemi olaylarından dolayı Skolastik düşünce denince akla Avrupa gelir. Katoliklerde ve Ortodokslarda görülen bilimi baskılayıcı dogmalar, bu düşüncenin anlayışları içinde yer alır. Skolastik düşüncenin en önemli temsilcileri şu şekilde sıralanabilir:
- Juan Duns Scotus
- Thomas Aquinas
- William of Ockham
- Pierre Abélard
- Alejandro Hales
- Saint Albert the Great
- Canterbury Inselm
- Roscelino
Skolastik Düşüncenin Amacı Nedir?
Skolastik düşünce ne demek sorusuna verilen yanıta bakıldığında bu düşüncenin amacının ne olduğunu anlamak mümkündür. Bu felsefe akımının amacı, dini inancı akıl ve mantık çerçevesinde daha da güçlü hale getirmektir. Şüpheleri ve sorgulamaları yaygın hale getirmeyi amaçlamaktadır. Kilise bu tavır karşısında tehdit altında kalmış ve gücü de sorgulanmaya başlamıştır.
Skolastik düşünceye sahip filozoflar, akıllardaki bütün şüpheleri tartışmayla ortadan kaldırabileceklerini düşünerek buna göre hareket etmişlerdir. İnancı akıl ve mantık çerçevesinde yorumlayarak şüpheleri gidermek istemişlerdir. Bunun nedeni ise inancın akıldan daha üstün olduğunun düşünülmesidir. Skolastik düşüncenin ana amacı inancı mantıklı bir şekilde savunabilmek ve tartışma becerilerini güçlendirmektir.
Skolastik düşüncenin hedeflerinden bir diğeri de bilgiyi sistematik hale getirmek ve bilimsel bir değer kazandırmaktır. Ancak daha çok teoloji ve felsefe üzerine kurulu olan bilgiyi bilimsel hale getirmek söz konusu değildir.
Skolastik Düşüncenin Dönemleri Nelerdir?
Skolastik düşünceye bakıldığında tarihsel olarak üç döneme ayrıldığı görülebilir. Bunlar; erken dönem, yükseliş dönemi ve geç dönem şeklindedir.
Erken Dönem Skolastik Düşünce
800-1200 yılları arasıdır. 800’lü yıllarda Johannes Scottus, mistisizmin yayılmasında etkili rol oynamıştır. Tanrının bilinmez olduğu düşüncesini savunmuştur. Bu da skolastik düşüncenin ortaya çıkışıyla ilgili önemli bir ipucu verir. Bu düşüncenin erken dönemi Aurelius Augustinus’un “Anlamak için inanıyorum!” düşüncesine dayanır.
Yükseliş Dönemi Skolastik Düşünce
1200-1300 yıllarını kapsar. İslam filozofu olan İbn-i Sina, skolastik düşüncenin yükselmesinde çok etkili olmuştur. Aristoteles’in pek çok eserini Doğu’ya taşımıştır. İnanç ve akıl arasında bir ilişki kurulmaya çalışılan bu dönemde, Albertus Magnus, Aristoteles felsefesini, İslam felsefesini ve Yahudi felsefesini sentezleyerek sistematik bir hale getirmiştir.
Geç Dönem Skolastik Düşünce
1300-1500 yılları arası skolastik düşüncenin son dönemleridir. Bu dönemde akıl ve inancı bir araya getirme amacı sona ermiştir. Bilgiyi elde etmek için en iyi yöntemin deney olduğu fikrine olan inanç artmaya başlamıştır. Tanrı ile ilgili herhangi bir somut bilgi olmadığı için bu bilgilerin kaynağının inanç olduğu fikri benimsenmiştir.
Skolastik Düşünce Neden Yıkılmıştır?
Skolastik düşüncenin Avrupa’da hâkim olduğu Orta Çağ dönemi, çok kötü olaylara şahitlik etmiştir. Veba salgını, savaşlar, sosyal adaletsizlik gibi pek çok olay, bu düşüncenin giderek etkisini kaybetmesine neden olmuştur. Rönesans sayesinde bilimin temelleri atılmış olup matbaanın da icat edilmesiyle birlikte halk da dini anlamaya başlamıştır. Bu da belli çıkarlar dahilinde onlara dayatılan düşüncelerden uzaklaşmalarına neden olmuştur. Sonuç olarak ise skolastik düşünce etkisini kaybetmiş ve yıkılmıştır.
Skolastik Düşünce ile Modern Düşünce Arasındaki Farklar Nelerdir?
Skolastik düşünce ve modern düşünce arasındaki farklar, bu iki düşünceyi de çok daha iyi anlamak açısından oldukça önemlidir. Bu farklar kısaca şu şekildedir:
- Skolastik düşüncenin konusu din, modern düşüncenin konusu ise insan, doğa ve evrendir.
- Skolastik felsefe din ve akıl arasında mantıklı bir bağ kurmaya çalışırken; modern düşünce bu bağı tamamen koparmayı hedefler.
- Skolastik düşüncenin temeli teolojiyken; modern düşüncede bilim felsefeyi etkilemiştir.
- Skolastik öğreti Hristiyanlığın gerekliliklerine yoğunlaşırken; modern düşünce insanın dünyevi problemlerini konu edinir.
- Skolastik düşüncede hayatın her alanında etkili olan kurum Katolik Kilisesi iken; modern düşüncede bu güce devlet sahiptir.
- Skolastik düşüncede bilimin önemi Tanrı’yı anlamayı sağlayacağı için öne çıkarken; modern düşüncede bilim sağlayacağı yarardan dolayı önemlidir.
- Skolastik düşünme bireyi geri planda tutarken; modern öğreti bireyi ön plana çıkarır.
- Skolastik düşüncede hayatın tüm unsurları dine bağlıdır; modern düşüncede ise toplumsal hayat dünyevidir.