Mezopotamya'da En Son Yıkılan Devlet Hangisidir?

Mezopotamya'da En Son Yıkılan Devlet Hangisidir?

  • 28.08.2025

Tarih sahnesi, birbirinden renkli medeniyetlerin izlerini taşıyan dev bir sahne gibidir. Bu sahnede en dikkat çekici rollerden bazılarını ise Mezopotamya medeniyetleri üstlenir. "İki nehir arasındaki ülke" anlamına gelen Mezopotamya, yalnızca ilk yazının değil, aynı zamanda pek çok ilklerin doğduğu bir coğrafyadır. Peki, bu köklü medeniyetlerin en son perdesini hangi devlet kapatmıştır?

Mezopotamya'nın Coğrafi ve Tarihsel Önemi

Mezopotamya, günümüzde Irak’ın büyük bir kısmını kapsayan topraklarda yer alır. Adını, Dicle (Tigris) ve Fırat (Euphrates) nehirleri arasında kalan verimli topraklardan alır. Bu iki büyük nehir, bölgeye hayat vermiş; tarımı, ticareti ve medeniyetlerin doğuşunu mümkün kılmıştır. Bu nedenle Mezopotamya, yalnızca coğrafi olarak değil, kültürel ve ekonomik açıdan da büyük bir öneme sahiptir. Verimli Hilal’in kalbi sayılan bu topraklar, uygarlık tarihinde özel bir yer tutar. Özellikle iklimin tarıma uygunluğu ve ulaşım açısından avantajlı yapısı, insanların buraya yerleşmesini kolaylaştırmıştır.

 

Tarihsel açıdan bakıldığında Mezopotamya, "medeniyetin beşiği" olarak kabul edilir. Çünkü burada tarihte bilinen ilk şehir devletleri kurulmuştur. Sümerler, Akadlar, Babiller, Asurlular ve daha niceleri, bu topraklarda tarih yazmıştır. Yazının icadı, çivi yazısı ve ilk hukuk kuralları gibi insanlık tarihine yön veren pek çok gelişme burada gerçekleşmiştir. Mezopotamya’daki halklar, sadece kendi dönemlerinde değil, sonraki uygarlıklar üzerinde de derin izler bırakmıştır. Bu nedenle Mezopotamya’yı anlamak, medeniyet tarihini anlamakla eşdeğerdir. Her taşın altında bir hikâye, her kalıntıda bir bilgi gizlidir.

Mezopotamya'da Kurulan Son Medeniyetler

Mezopotamya, tarihi boyunca birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ancak bu topraklarda kurulan medeniyetlerin son halkaları genellikle Asur, Babil ve Yeni Babil dönemleriyle sınırlı kalmaz. Özellikle M.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda bölge, siyasi ve kültürel anlamda büyük bir dönüşüm sürecine girmiştir. Bu dönemde Yeni Babil İmparatorluğu, Mezopotamya’nın son büyük yerli devleti olarak öne çıkar. Başkenti Babil olan bu medeniyet, bilim, sanat ve mimari alanlarında oldukça ileri seviyededir. Nebukadnezar döneminde Babil’in görkemi zirveye ulaşmıştır.

 

Yeni Babil’in ardından Mezopotamya, Persler başta olmak üzere farklı dış güçlerin hâkimiyetine girmiştir. Ahamenişler, ardından Büyük İskender’in istilası ve daha sonra Selevkoslar gibi Helenistik krallıklar, bölgenin yönetimini devralmıştır. Ancak bu devletler, yerli Mezopotamya kültüründen ziyade, kendi imparatorluklarının uzantısı olarak görülür. Bu nedenle Yeni Babil İmparatorluğu, birçok tarihçiye göre Mezopotamya topraklarında kurulan son özgün ve bağımsız medeniyet olarak kabul edilir. Bu dönem aynı zamanda Mezopotamya uygarlığının, siyasi olarak son parlak devrini temsil eder.

Son Yıkılan Devletin Tarihi ve Özellikleri

Mezopotamya'da en son yıkılan yerli devlet, tarih sahnesinde Yeni Babil İmparatorluğu olarak bilinir. Bu devlet, M.Ö. 626 yılında Nabopolassar tarafından kurulmuş ve M.Ö. 539 yılında Persler tarafından yıkılmıştır. Yaklaşık 87 yıl süren bu dönem, Mezopotamya’nın siyasi bağımsızlığını son kez yaşadığı ve kültürel anlamda büyük atılımlar yaptığı bir süreci temsil eder. Yeni Babil İmparatorluğu, Asur İmparatorluğu'nun yıkılışının ardından bölgenin en güçlü devleti hâline gelmiş ve Mezopotamya’nın siyasi liderliğini üstlenmiştir.

 

Bu devletin en tanınan hükümdarı, II. Nebukadnezar’dır. Onun döneminde Babil, sadece Mezopotamya’nın değil, tüm Yakın Doğu’nun en büyük ve en etkileyici şehirlerinden biri olmuştur. Babil Kulesi ve Asma Bahçeler gibi efsaneleşmiş yapılar bu dönemde inşa edilmiştir. Ayrıca dini yapılar, tapınaklar, saraylar ve şehir planlaması açısından da Yeni Babil dönemi oldukça dikkat çeker. Ekonomik açıdan da bölge, ticaret yollarının merkezinde yer alarak zenginleşmiştir. Aynı zamanda çivi yazısının son örnekleri ve önemli astronomi metinleri bu döneme aittir.

 

Yeni Babil İmparatorluğu, Asurlulardan farklı olarak daha çok savunmaya ve iç düzenlemelere önem vermiştir. Merkezi otorite güçlü tutulmuş, halkla hükümdar arasında sıkı bir bağ kurulmuştur. Ayrıca dini hayat da büyük önem taşımış; baş tanrı Marduk’a adanan büyük tapınaklar inşa edilmiştir. Tüm bu özellikleriyle Yeni Babil, Mezopotamya’nın son yerli devleti olarak, tarihin son büyük destanını yazmıştır.

Yıkılış Süreci ve Nedenleri

Yıkılış Süreci ve Nedenleri

Yeni Babil İmparatorluğu’nun yıkılış süreci, büyük bir askeri çarpışmadan çok, iç zayıflıklar ve dış politik stratejilerin birleşimiyle gerçekleşmiştir. II. Nebukadnezar’ın ölümünden sonra gelen hükümdarlar, onun kadar güçlü bir liderlik sergileyememiştir. Taht kavgaları, siyasi istikrarsızlık ve artan iç sorunlar, devletin temelini sarsmıştır. Bu durum, dış tehditlere karşı savunmayı zayıflatmış ve halk arasında güvensizlik yaratmıştır. Özellikle son kral Nabonidus’un dini reformları ve geleneksel tanrı Marduk yerine Ay Tanrısı Sin’e yönelmesi, rahip sınıfı ve halkın tepkisini çekmiştir. Bu da merkezi otoritenin çözülmesine neden olmuştur.

 

Bu zayıf iç yapı, Pers Kralı II. Kyros’un işini kolaylaştırmıştır. M.Ö. 539 yılında, Pers orduları Babil’e doğru ilerlerken, şehir neredeyse hiç direniş göstermeden teslim olmuştur. Çünkü halkın büyük bir kısmı zaten mevcut yönetimden memnun değildi. Ayrıca Kyros’un "özgürlükçü" yaklaşımı ve dini toleransı, Babil halkı tarafından olumlu karşılanmıştır. Böylece Mezopotamya'nın son büyük yerli devleti, neredeyse kansız bir şekilde tarih sahnesinden çekilmiştir.

 

Bu yıkılış, sadece bir devletin sonu değil, aynı zamanda Mezopotamya’da yerli egemenliğin de sona ermesi anlamına gelir. Bundan sonra bölge, uzun süre boyunca yabancı imparatorlukların kontrolü altında kalmıştır. Ancak Yeni Babil’in çöküşüyle sona eren bu dönem, Mezopotamya medeniyetinin insanlık tarihine bıraktığı güçlü mirası gölgeleyememiştir.