Günlük konuşma dilinde sıklıkla kullanılan atasözleri, hem edebi eserleri hem de sohbetlerimizi zenginleştiren özlü sözlerdir. Nesillerden nesillere aktarılarak, geçmişten günümüze kadar ulaşmış olmaları, onları sadece dilimizin değil, tarihimizin de bir parçası yapar.
İşte bu denli önemli bir yere sahip olan atasözleri ve anlamları hakkında daha detaylı bilgi edinmeye ne dersin? Haydi gel, en bilindik atasözleri ve anlamları nelermiş birlikte bakalım.
İçindekiler
Atasözü Nedir?
Atasözü; uzun tecrübeler sonucunda elde edilen, bu özelliği sayesinde öğüt ve ders verme niteliği taşıyan, toplumun duygularını, düşüncelerini, inançlarını ve kültürlerini yansıtan kalıplaşmış sözlerdir. (1)
Her milletin geçmişten günümüze taşıdığı kendi toplumlarına has ve anlamlı atasözleri vardır. Toplumların en sık kullanılan atasözleri, onların tarihi ve kültürleri hakkında ipuçları verir. Türk kültürü içinde de oldukça zengin atasözü örnekleri ile karşılaşmak mümkündür.
“Atasözü nedir?” sorusunu cevapladığımıza göre şimdi de en meşhur atasözleri ve anlamlarına bakmaya başlayabiliriz. (2)
En Çok Kullanılan Atasözleri Nelerdir?
Acı patlıcanı kırağı çalmaz: Zorluklarla karşılaşmaya alışkın olan kimse, benzeri kötü olaylar karşısında da kolay kolay etkilenmez.
Ateş düştüğü yeri yakar: Üzücü bir durum yaşandığı zaman, acıyı en çok o durumdan etkilenen kişi yaşar. Başkaları üzülse de, o durumdan, acıyı çeken kişi kadar etkilenmez.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Bir işi tamamlamak ve başarılı sonuçlar elde etmek için birlik olmak gerekir.
Besle kargayı, oysun gözünü: Yapılan iyiliğin kıymetini bilmeyen kişiler nankör olarak tanımlanır. Bu atasözü, kendilerine yapılan iyiliğin değerini bilmeyen, nankörlük yapan kişiler için kullanılır.
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme: Başarılamayacak, olumlu sonuçlandırılamayacak işler için kesin yargılarda bulunmak doğru değildir.
Can çıkmayınca huy çıkmaz: Kişileri, yıllar boyunca yerleşmiş olan huylarından ve alışkanlıklarından vazgeçirmek çok zordur, hatta mümkün değildir.
Can boğazdan gelir: Sağlıklı beslenmek, insan hayatı için çok önemlidir. Kişinin sağlıklı yaşaması ve güçlenmesi için yediklerine önem vermesi gerekir.
Çam sakızı çoban armağanı: Bir kişiye hediye verilirken, aslında o hediyenin sunulduğu kişinin değerinin altında kaldığı, ona verilen kıymeti yansıtmadığı, ancak hediye alan kişinin gücünün bu hediyeye yettiğini ifade etmek için kullanılır.
Denize düşen yılana sarılır: Zor bir durum içinde bulunan kişiler, bu durumdan kurtulabilmek için her türlü çareye başvurmak zorunda kalabilir.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar: Gerçeği yansıtıyor olsa da diğer insanların işlerine gelmeyen sözleri söyleyen kişiler sevilmezler.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer: Bir kişi başına olumsuz bir durum geleceğinden emin olduğunda, olmadık davranışlar sergilemeye başlayabilir.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar: Şans, her zaman zenginden yanadır, fakirin yüzüne gülmez.
Gün doğmadan neler doğar: En karanlık zamanlarda bile, hiç umulmadık bir anda umut vaad eden bir durum ortaya çıkabilir ve her şey bir anda olumlu yönde değişebilir.
Güneş girmeyen eve doktor girer: Güneşin girmediği evde hastalık eksik olmaz.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır: Her insanın kendine has bir davranış biçimi, çalışma tarzı ve iş yapma yöntemi bulunur.
Huylu huyundan vazgeçmez: Bir davranışı huy edinmiş ya da alışkanlık haline getirmiş kişi, o davranıştan vazgeçirmek kolay değildir, hatta imkansızdır.
İğneyi kendine batır, çuvaldızı başkasına: Bir başkasına zarar verebilecek bir davranışı yapmadan önce mutlaka enine boyuna düşünmek gerekir.
İki cambaz bir ipte oynamaz: Bu sözdeki cambaz kelimesi, kurnaz anlamında kullanılmıştır. İki kurnaz kişinin birbirlerini kolay kolay kandıramayacakları ifade edilmiştir.
Kaçan balık büyük olur: Bir fırsatı elde etme imkanı ortadan kalkınca, o fırsat gözde daha da büyütülecek bir hale gelir.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer: Boş işler peşinde koşan ve anlamsız konuşan kişiler için bu atasözü kullanılır.
Laf ile peynir gemisi yürümez: Kişi, bir işi yerine getirmeden önce o iş hakkında “ben bu işi şöyle hallederim, böyle çözerim” gibi sözler söyleyebilir, ancak bu sözler, işi gerçekten söylediği şekilde tamamlayabileceği anlamına gelmez.
Minareyi çalan, kılıfını hazırlar: Kolay bir şekilde saklanamayacak kadar büyük bir yanlış yapan kişi, o yanlışın meydana getireceği olumsuz durumlardan ve her türlü sorumluluktan kurtulmanın yollarını önceden düşünüp planlamıştır.
Mühür kimde ise Süleyman odur: Bir ortamda en yetkili kişi kimse, o ortamdaki söz hakkı ve güç de ondadır.
Öfke ile kalkan, zarar ile oturur: Öfke ile ve düşünülmeden yapılan bir davranışın sonucu her zaman pişmanlık olur. Öfkesine yenik düşen kimse, er ya da geç kendini zor bir durumda bulur.
Papaz her gün pilav yemez: Bu atasözünün birden fazla anlamı vardır. Anlamlarından ilki şu şekildedir: Bir kimse, bir başkasını bir kez kandırabilir. Ancak aynı kişiyi aynı yöntemi kullanarak tekrar tekrar kandıramaz. Bir başka anlamı, kişinin hep aynı kalamayacağı, zaman zaman değişiklikler isteyeceğidir. Diğer anlamı ise, bir fırsatın her zaman aynı şekilde ele geçmeyeceğidir.
Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir: Bir işin ne şekilde sonuçlanacağı, o iş ile ilgili gerçekleşen olayların gidişatından belli olur.
Su testisi su yolunda kırılır: Bir kişi bir işi yerine getirmeyi kendine amaç edinmiş ise, o yolda kazaya bile uğrayabilir.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır: Güzel, tatlı, gönül okşayan sözler, duyan kimsenin inadını kırabilir, yüzünü gülümsetebilir.
Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış: Önemsiz bir kişi, önemli bir kişiye küsmüş olsa dahi bu durum önemli kişinin umrunda olmaz.
Ucuz etin yahnisi yavan olur: Ucuza mal edilen eşyaların kalitesi de düşüktür.
Üzüm üzüme baka baka kararır: Zamanlarının çoğunu bir arada geçiren insanların huyları ve davranışları da zamanla birbirlerine benzer.
Vakitsiz öten horozun başını keserler: Bir söz, ancak doğru zamanda ve doğru yerde söylendiği zaman anlamlı olur. Aynı şekilde yanlış zamanda ve yanlış yerde söylenen sözler de yarardan çok zarar getirir.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar: Eğer bir kişi doğru olmayan bir söz söylerse, o sözün yalan olduğu er ya da geç ortaya çıkar.
Yuvayı dişi kuş yapar: Bir evde dirlik ve düzeni sağlayan kadındır. Eğer kadın anlayışlı, idareci ve tutumlu bir yapıya sahip ise, o evden huzur ve düzen eksik olmaz.
Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar: Bir kişinin servetinden, malı, mülkü, parası gibi sahip olduklarından bahsetmesi son derece yersiz bir davranıştır.
Zorla güzellik olmaz: Bu atasözünün taşıdığı iki farklı anlam vardır. Anlamlarından bir tanesi, ‘bir kimse bir işi yerine getirmek istemiyorsa, o iş o kimseye zorla yaptırılamaz' şeklindedir. Bir diğer anlamı da, kimseye beğenmediği ya da sevmediği bir şeyin zorla beğendirilemeyeceği ya da sevdirilemeyeceğidir.
Türkçe öyle zengin bir dil ki, daha yüzlerce hatta binlerce Türkçe atasözü bulunur. Daha fazlasını merak ediyorsan, sen de bir atasözleri sözlüğü edinerek, ünlü atasözleri ve anlamlarını öğrenebilirsin.